ESER TERCÜME EDİLDİKTEN SONRA
Merhum Molla Abdülmecid Efendi “İşarat-ül İ’caz”ı Türkçe’ye tercüme ettikten sonra, Hz. Üstad’a göndermiş, Üstad Hazretleri’de, ona tashih ve ilave noktasında herhangi bir tasarruf ile fazla bir şey yapmadan, bir kâtibi olan merhum Hüsrev Ağabey’e –eski harfle teksir etmesi için– gönderdiğinde, ya da teksirinden sonra; bu tefsir için yazmış olduğu mukaddimelerden “Tenbih” başlıklı kısma “Üç Nükteli” bir haşiye ilave etmiştir. Bu tenbihli mukaddimeyi mevkiinde aynen kaydedeceğimizle beraber, burada yapılan tercüme mevzu ile alakadar “Üçüncü Nükte”sini acele edip kısmen kaydetmek istiyoruz:
ÜÇÜNCÜ NÜKTE: Türkçe’ye tercümesi, Arapça’daki cezalet, belağat ve harika kıymetini muhafaza edememiş, bazen muhtasar gitmiş...İnşaalah Arabî tefsir (Yani Arapça olan aslı) bu tercümenin âhirin de bir mani’ olmazsa neşredilecek, tercümedeki noksanlarını izale edecek...ilh)
Hazret-i Üstad’ın şu ifadesindeki emri üzerine ve o istikamette, eserin Türkçe tercümesi merhum Hüsrev Ağabey’inin yazısıyla
{ Merhum Hüsrev Ağabey bir defasında bana bu mevzu’da şöyle demişti: “Molla Abdülmecid’in yazısıyla bana gelen Türkçe tercümesi, o kadar girift ve karmaşıktı ki, içinden ancak ben çıkabildim.” Bu ifadeye göre eserin tasarruflara uğradığına ve mevcut halindeki hatalara badi olduğuna kanat getirilebilir. –Mütercim–}
teksir edildikten sonra, merhum Ceylan Ağabey de, onun aslı olan Arapçasını yazarak teksirle birkaç nüsha çoğalttırmış ve tercümesiyle birlikte ciltlettirilerek, Hz. Üstad’ın emri ile mühim yerlere gönderilmiştir. Lâkin bilahere bu Türkçe tercüme, yeni yazı ile matbaalarda neşredilirken, Hüsrev Ağabey’nin hattıyla olan eski harf teksir nüshanın aynısı yeni yazıya çevrildiği gibi; münafıklarla ilgili olan on iki ayetlerin tercümeleri, Hz. Üstad’ın emri ile içinden çıkattırılarak neşrettirildi.
İŞARAT-ÜL İ’CAZIN EHEMMİYETİ
İşarat-ül İ’caz fî Mazannil Îcaz adıyla müsemma olan bu eserin ehemmiyeti, herhalde ta’rifden müstağni olsa gerek. En başta onun müellifi –hak olarak– hem eski eserlerinde, hem yeni eseri olan Nurlarda defalarca onun çok ehemmiyetinden, harikalığından bahsettiği gibi, pek çok ülemay-ı İslâm da, bu eserin meddahlığını, dellallığını yapmış ve halen de yapmaktadır.
Merhum Molla Abdülmecid Efendi “İşarat-ül İ’caz”ı Türkçe’ye tercüme ettikten sonra, Hz. Üstad’a göndermiş, Üstad Hazretleri’de, ona tashih ve ilave noktasında herhangi bir tasarruf ile fazla bir şey yapmadan, bir kâtibi olan merhum Hüsrev Ağabey’e –eski harfle teksir etmesi için– gönderdiğinde, ya da teksirinden sonra; bu tefsir için yazmış olduğu mukaddimelerden “Tenbih” başlıklı kısma “Üç Nükteli” bir haşiye ilave etmiştir. Bu tenbihli mukaddimeyi mevkiinde aynen kaydedeceğimizle beraber, burada yapılan tercüme mevzu ile alakadar “Üçüncü Nükte”sini acele edip kısmen kaydetmek istiyoruz:
ÜÇÜNCÜ NÜKTE: Türkçe’ye tercümesi, Arapça’daki cezalet, belağat ve harika kıymetini muhafaza edememiş, bazen muhtasar gitmiş...İnşaalah Arabî tefsir (Yani Arapça olan aslı) bu tercümenin âhirin de bir mani’ olmazsa neşredilecek, tercümedeki noksanlarını izale edecek...ilh)
Hazret-i Üstad’ın şu ifadesindeki emri üzerine ve o istikamette, eserin Türkçe tercümesi merhum Hüsrev Ağabey’inin yazısıyla
{ Merhum Hüsrev Ağabey bir defasında bana bu mevzu’da şöyle demişti: “Molla Abdülmecid’in yazısıyla bana gelen Türkçe tercümesi, o kadar girift ve karmaşıktı ki, içinden ancak ben çıkabildim.” Bu ifadeye göre eserin tasarruflara uğradığına ve mevcut halindeki hatalara badi olduğuna kanat getirilebilir. –Mütercim–}
teksir edildikten sonra, merhum Ceylan Ağabey de, onun aslı olan Arapçasını yazarak teksirle birkaç nüsha çoğalttırmış ve tercümesiyle birlikte ciltlettirilerek, Hz. Üstad’ın emri ile mühim yerlere gönderilmiştir. Lâkin bilahere bu Türkçe tercüme, yeni yazı ile matbaalarda neşredilirken, Hüsrev Ağabey’nin hattıyla olan eski harf teksir nüshanın aynısı yeni yazıya çevrildiği gibi; münafıklarla ilgili olan on iki ayetlerin tercümeleri, Hz. Üstad’ın emri ile içinden çıkattırılarak neşrettirildi.
İŞARAT-ÜL İ’CAZIN EHEMMİYETİ
İşarat-ül İ’caz fî Mazannil Îcaz adıyla müsemma olan bu eserin ehemmiyeti, herhalde ta’rifden müstağni olsa gerek. En başta onun müellifi –hak olarak– hem eski eserlerinde, hem yeni eseri olan Nurlarda defalarca onun çok ehemmiyetinden, harikalığından bahsettiği gibi, pek çok ülemay-ı İslâm da, bu eserin meddahlığını, dellallığını yapmış ve halen de yapmaktadır.
Yükleniyor...