görürsün. Evet, bu vaziyet içinde latif bir belağat vardır, ki o da, kendisine nisbeten henüz geçmemiş olan zamanı mazi olarak işiten kimsenin zihni hareketlenir, uyanır ve düşünür ki: “Kur’anı dinleyen yalnız kendisi değildir.” Diyerek, arkasında – kendisinden ğayri– çeşitli ve değişik mesafelerde bulunan başka sınıfların da bulunduğunu tezekkür ile derhatır eyler. Hatta öyle ki asırlar, oturulacak anfi-vâri sıralardır da, kavm ve milletler ise, adeta onda dizilmiş saflardır ve kendisinin arkasında oturmuşlar gibidir. İşte bu vaziyetten dinleyici bir intibah hasıl eder ki; kendisine müteveccih olan hitap ve ya ona olan sesleniş, öyle şiddetli ve yüksek bir derecededir ki; umum asırlardaki bütün kavim ve milletler de onu işitmektedir. Hem o hitab, öylesi bir ilahî hitapdır ki; umum asırlardaki bütün kavim ve milletler de onu işitmektedir. Hem o hitab, öylesi bir ilahî hitaptır ki; umum asırlardaki bütün insan kitlelerinin safları o hitaba karşı pürdikkat kesilmiş dinliyorlar. Buna göre, mazî zamanı, ekser vakitlerde bir çok kimseler için hakîkat iken, az bazı zamanda, kalil bir kısımda da mecaz olabiliyor. Ekseriyetin anlayış ve vaziyetini müraât etme ise, belağatın hakkına daha çok vefadır.

Hem

بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ

deki

اِلَيْكَ

nin yerine

عَلَيْكَ

nin getirilmemesi ise, peygamberlik vazifesi, Nebiyy-i Zîşan Aleyhissalatü Vesselama teklif edilmesinden sonra, o onu kendi cüz-i ihtiyarisiyle ihtiyaren yüklenmiş olduğuna bir remizdir. Hem Cebrail Aleyhisselamın ona hizmet etme yolunda Risaleti getirip takdim etmekle, peygamberlik derecesinin yücelik ve yüksekliğini de gösterdiğine bir îmadır. Evet, çünki

عَلَي

da ihtiyaren değil, iztiraren Risalet yükünü kaldırmış olduğunun ve vahyi getiren vasıtanın da daha yüksek dereceli bulunduğunun kokusu vardır. Hem

اِلٰينَحْوِمُحَمَّدٍ

yerine, (yani “Muhammedin tarafına doğru” ifadesi yerine)

اِلَيْكَ

ile yaplan hitapta, Muhammed’in (A.S.M.) sadece bir mühatap olduğuna, Kur’anın kelamı, sözü de Allah’ın Kelamı olduğuna telvih etmek içindir. Kezalik,

اِلَيْكَ

ile yapılan hitabın ma’nası, nüzûl’ün manasını

 /  
505
Yükleniyor...