وَالَّذِينَ يُوءْمِنُونَ بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَااُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ وَبِاْÀلاخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Bakara/4

Azizim bilmiş ol ki: Kur’an-ı Hakîm, nazmı (Yani kelamın diziliş ve ahengini serbest bırakmıştır. Yani: Bu ayet gibi, bir çok ayetlerde terkiplerin vücûhundan yalnız bir vechi emare olarak alıpta ta’yin etmiş değildir. Bu vaziyet ise, latif bir sırr içindir. O sırr da îcaz’ın menşeidir ki, i’caz’ın kaynağıdır. Şöyle ki:

“Belağat” ki, halin icab ve muktezasına göre mutabakattan ibarettir. (Yani: durum, vaziyet ve insanların yaşayış hali neyi icap ettiriyorsa, ona göre hakikatı tefhim eylemek, anlatıp ifade etmektir.) İşte burada halin müktazası ise; Kur’anın hitaplarına muhatap olmuş insanlar, muhtelif asırlarda yaşamış ve seviyece birbirinden uzak kalmış olan insan tabakalarıdır. Ve işte, bütün bu tabakaları nazara alarak müraât etmek ve umum şu asırlara –içlerindeki muhtelif anlayışlı insanlarına– mücaverette bulunmak, yani yakın olmak üzere; her çeşit ve sınıf muhatapların –fehimlerine göre– kendileri için takdir edilmiş hisselerinden istifade edebilmek için; Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan bir çok mevkilerde hazıflar yapmıştır ki, mana vecihleri umumîleştirilip her kese tevzi’edilmiş olsun. Hem o manaları herkese şumüllendirmek üzere taksim eylemek için, bir çok yerlerde mutlak bırakmıştır. Keza, bir çok mevzi’lerde mana vecihlerini çoğaltabilmek; ve belağat nazarında müstahsen ve ulum-u arabiye yanında makbul olan bir çok ihtimalleri tazammun edebilmesi için nazmı, diziliş ahengini serbest bırakmış, ta ki her bir zihin ve anlayış-kendi zevki mikdarınca- ondan feyizlensin.. Ve daha buna göre düşün!

İşte bunları böylece anladıktan sonra, bilesin ki: Bu ayetin sabık ayet ile olan nazm ve diziliş vechi; umumîleştirdikten sonra, tahsis etmiş olmasıdır. Yani: üstteki ayette infakı, tasadduku umuma şamil ve geniş tutarak zikretmişken, burada imanı ve onun sıfat ve vasıflarını ta’yin ederek hâs tutmasıdır. Bunun hikmeti de, ta ki ehl-i kitaptan Kur’ana ve peygambere iman etmiş zatların şereflerini her kesin başı üstünde ilan etsin.. Ve aynı zamanda, ehl-i kitaptan –bir kısmının– Kur’ana karşı gösterdikleri iğna, yani ihtiyaç duymazlık ellerini ağızlarına dönderip hayretlerini

 /  
505
Yükleniyor...