بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

وَ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Şu cümle-i âliyenin itnâbında bir îcaz-ı i'cazî var..

Çünki

يَتَصَدَّقُونَ

veya

يُزَكُّونَ

gibi kısa bir cümleye bedel, bunu ihtiyar etmesinden, sadakanın şerait-i makbuliyetini fehme ihsas ve nikât-ı hüsnünü ihsan ediyor. Sadaka beş şart ile tam sadaka olabilir:

Birincisi:

Sadakaya muhtaç olacak derecede tasaddukta israf etmemektir. Şu şarta imaen

مِمَّا

daki

مِنْ

'i teb'îziyeyi menar etmiştir.

İkincisi:

Kendi malından vermeli, yoksa Ali'den alıp Veli'ye vermemeli. Şuna işareten hasrı ifade eden

مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ

deki takdimi ayar etmiştir.

Üçüncüsü:

Minnet etmemektir. Buna remzen

رَزَقْنَا

deki hakikî mâlik kim olduğunu ve sadaka veren yalnız vasıta olduğunu göstermekle, şu şarta medar etmiştir.

Dördüncüsü:

Tıyb-ı nefs ile, rıza-i kalb ile olmalı. Havf-ı fakr ile olmamalı. Şuna telvihan

رَزَقْنَا

daki nûn-u azametle:

اَنَا الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ

manasına remzedip şu şarta emare etmiştir.

Beşincisi:

Sadakayı alan sefahette değil, belki nafakasında ve hacat-ı zaruriyesinde sarfetmeli. Şuna telmihan

يُنْفِقُونَ

nin maddesini alâmet etmiştir.

Yükleniyor...