Ey kâri-i müteharri-i hakikat! Geniş bir fikir ile, müteyakkız bir nazar ile Yedi Şuâatı birden muhit bir daire veya müstedir bir sûr gibi nazara al, Nübüvvet-i Ahmediyeyi içinde merkez gibi temaşa et! Tâ ki bir taraftan hücum eden evhamı, mütecavib olan cevanib-i saire def'edebilsin. İşte şu halde Japonların suali olan:

مَا الدَّلِيلُ الْوَاضِحُ عَلَى وُجُودِ اْلاِلٰهِ الَّذ۪ تَدْعُونَنَا اِلَيْهِ

ye karşı cevaben derim: İşte:

Birinci Bürhan:

Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm.

İkincisi:

İşte bütün kâinat zerratıyla:

تَاَمَّلْ سُطُورَ الْكَٓائِنَاتِ فَاِنَّهَا ٭ مِنَ اْلَمَ‌َلاِ الْاَعْلٰى اِلَيْكَ رَسَٓائِلُ

Kitab-ı âlemin evrâkıdır eb'ad-ı nâmahdûd

Sutûr-u hâdisat-ı dehrdir âsar-ı nâma'dud.

Basılmış destgâh-ı levh-i mahfuz-u hakikatta

Mücessem lâfz-ı mânidardır âlemde her mevcûd.

-Tahsin-

وَ ف۪ى كُلِّ شَيْءٍ لَهُ اٰيَةٌ تَدُلُّ عَلٰى اَنَّهُ وَاحِدٌ

Üçüncüsü:

Kur'ân'dır.

لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَا

tevhide kat'î bir bürhan-ı neyyirdir. İşte Sure-i İhlâs, bütün enva'-ı şirki reddeder. Ve yedi meratib-i tevhidi kâinata ilân ediyor.

* * *


Yükleniyor...