ANGLİKAN KİLİSESİNE CEVAP
Bir zaman bî-aman, İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen elhannas bir papaz, desise niyetiyle, hem inkâr suretinde,
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şematetkârane bir istifham ile, dört şey sordu bizden.
Otuzbin kelime istedi. Şematetine karşı; yüzüne de tükürmek.., desisesine karşı; küsmekle sükût etmek.., inkârına karşı da;
Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatab etmem. Bir hak-perest adama, böyle cevabımız var.
O dedi birincide:
"Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?"
Dedim: İşte Kur'ân'dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm, esas maksad-ı Kur'ân.
Der ikincisinde: "Fikir ve hayata ne vermiş?"
Dedim: "Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna dair şahidim:
قُلْ هُوَ اَللّٰهُ اَحَدٌ ٭ فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ
Der üçüncüsünde: "Mezahim-i hazıra, nasıl tedavi eder?"
Derim: "Hurmet-i riba, hem vücûb-u zekatla. Buna dair şahidim:
يَمْحَقُ اَللّٰهُ الرِّبَوا
da
وَاَحَلَّ اَللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَوا ٭ وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ
Der dördüncüsünde:
"İhtilal-i beşere, ne nazarla bakıyor?"
Bir zaman bî-aman, İslâmın düşmanı, siyasî bir dessas, yüksekte kendini göstermek isteyen elhannas bir papaz, desise niyetiyle, hem inkâr suretinde,
Hem de boğazımızı pençesiyle sıktığı bir zaman-ı elîmde, pek şematetkârane bir istifham ile, dört şey sordu bizden.
Otuzbin kelime istedi. Şematetine karşı; yüzüne de tükürmek.., desisesine karşı; küsmekle sükût etmek.., inkârına karşı da;
Tokmak gibi bir cevab-ı müskit vermek lâzımdı. Onu muhatab etmem. Bir hak-perest adama, böyle cevabımız var.
O dedi birincide:
"Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) dini nedir?"
Dedim: İşte Kur'ân'dır. Erkân-ı sitte-i iman, erkân-ı hamse-i İslâm, esas maksad-ı Kur'ân.
Der ikincisinde: "Fikir ve hayata ne vermiş?"
Dedim: "Fikre tevhid, hayata istikamet. Buna dair şahidim:
قُلْ هُوَ اَللّٰهُ اَحَدٌ ٭ فَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَ
Der üçüncüsünde: "Mezahim-i hazıra, nasıl tedavi eder?"
Derim: "Hurmet-i riba, hem vücûb-u zekatla. Buna dair şahidim:
يَمْحَقُ اَللّٰهُ الرِّبَوا
da
وَاَحَلَّ اَللّٰهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَوا ٭ وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ
Der dördüncüsünde:
"İhtilal-i beşere, ne nazarla bakıyor?"
Yükleniyor...