* * *


Bâzan Hayır, Şerre Vasıta Olur

Havastaki meziyet, filhakika sebebdir tevazu', mahviyete.. Olmuş maâtteessüf sebeb-i tahakküme,

Tekebbüre hem illet. Fakirlerdeki aczi, âmilerdeki fakrı filhakika sebebdir; ihsan ve merhamete.

Lâkin maatteessüf müncer olmuştur şimdi, zillet ve esarete. Bir şeyde hasıl olan mehasin ve şerefse;

Havas ve rüesaya o şey peşkeş edilir.. O şeyden neş'et eden seyyiât ve şerr ise; efrad ve hem avama

Taksim, tevzi' edilir. Aşiret-i galibde hasıl olan şerefse: "Hasan Ağa, âferin!" Hasıl olan şerr ise,

Efrada olur nefrin. Beşerde şerr-i hazîn!..

* * *


Gaye-i Hayal Olmazsa, Enaniyet Kuvvetleşir

Bir gaye-i hayalî olmazsa, yahut nisyan basarsa, ya tenasî edilse; elbette zihinler enelere dönerler, etrafında gezerler.

Ene kuvvetleşiyor, bâzan sinirleniyor; delinmez, "nahnü" olsun. Enesini sevenler, başkaları sevmezler.

* * *


Hayat-ı İhtilal; Mevt-i Zekat, Hayat-ı Ribadan Çıkmış

Bilcümle ihtilalât, bütün herc ü fesadât; hem asıl, hem madeni.. rezail ve seyyiat, bütün fâsid hasletler,

Muharrik ve menba'ı iki kelimedir tek.. yahut iki kelâmdır.. Birincisi şudur ki: "Ben tok olsam, başkalar

Acından ölse neme lâzım!.." İkincisi: "Rahatım için zahmet çek; sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!"

Birinci kelimede olan semm-i katili, hem kökünü kesecek, şâfî deva olacak tek bir devası vardır.

O da zekat-ı şer'î ki, bir rükn-ü İslâmdır. İkinci kelimede, zakkumşecer münderic.. Onun ırkı kesecek, ribanın hurmetidir.

Beşer salah isterse, hayatını severse; zekatı vaz' etmeli, ribayı kaldırmalı.

* * *


Yükleniyor...