Nur-u Akıl, Kalbden Gelir

Zulmetli münevverler bu sözü bilmeliler: Ziya-yı kalbsiz olmaz nur-u fikir münevver.

O nur ile bu ziya, mezcolmazsa zulmettir. Zulüm ve cehli fışkırır. Nurun libası giymiş bir zulmet-i müzevver.

Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver.

O içinde bulunmazsa, o şahm-pare göz olmaz; sen de birşey göremez.. Basiretsiz basar da para etmez.

Ger fikret-i beyzada süveyda-yi kalb olmazsa, halita-i dimağî ilim ve basiret olmaz. Kalbsiz akıl olamaz.

* * *


Dimağda Meratib-i İlim Muhtelifedir, Mültebise

Dimağda meratib var; birbiriyle mültebis, ahkâmları muhtelif!.. Evvel tahayyül olur, sonra tasavvur gelir,

Sonra gelir taâkkul, sonra tasdik ediyor, sonra iz'an oluyor, sonra gelir iltizam, sonra itikad gelir.

İtikadın başkadır, iltizamın başkadır. Herbirinden çıkar bir halet. Salabet itikaddan,

Taassub iltizamdan, imtisal iz'andan. Tasdikten iltizam, taakkulde bîtaraf, bîbehre tasavvurda.

Tahayyülde safsata hasıl olur..Mezcine ger olmazsa muktedir. Bâtıl şeyleri güzel tasvir etmek, her dem safî olan zihinleri cerhdir, hem idlâli.

* * *


Hazmolmayan İlim Telkin Edilmemeli

Hakikî mürşid-i âlim koyun olur, kuş olmaz. Hasbî verir ilmini.

Koyun verir kuzusuna hazmolmuş musaffâ sütünü.

Kuş veriyor ferhine lüab-âlûd kay'ını.

* * *


Tahrib Esheldir; Zaîf, Tahribci Olur

Vücud-u cümle-ecza, şart-ı vücûd-u külldür. Adem ise, oluyor bir cüz'ün ademiyle; tahrib eshel oluyor.

Yükleniyor...