Mesleğimiz ise, ahlâk-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ile tahalluk ve Sünnet-i Peygamberîyi ihya etmektir. Ve rehberimiz şeriat-ı garra, kılıncımız da berâhin-i katıa ve maksadımız i'lâ-yı Kelimetullahtır. Cemaatimize

{(1) Volkan'da "cemiyetimize" kelimesiyledir. }

herbir mü'min manen müntesibdir. Sureten intisab ise, Sünnet-i Nebeviyeyi kendi âleminde ihyaya azm-i kat'î iledir. En evvel mürşid-i umumî olan ülema ve meşayih ve talebeyi, şeriat namına ittihada davet ederiz.

* * *


İHTAR-I MAHSUS

Gazeteci denilen huteba-i umumî, iki kıyas-ı fâsidle milleti bataklığa düşürtmüştür.

Birincisi:

Vilayâtı, İstanbul'a kıyas ederek... Halbuki elifbayı okumayan çocuklara felsefe dersi verilse sathî olur.

İkincisi:

İstanbul'u Avrupa'ya kıyas etmişler. Halbuki bir erkek, kadının kametinde istihsan ettiği bir libası giyse maskara

{(2) Volkan'da "muhannes" ifadesiyledir. }

ve rezil olur.

{(3) Volkan'da "ve rezil olur"dan sonra şu cümleler yazılıdır. "Hatime: Benim perişan sözlerimin mabeynlerini rabt edecek mukaddemat-ı matviyeyi itnabdan." İhtirazen: Hayalimde hıfz ile zikretmedim. Ve bu müşevveş sözlerimi temaşa edenler misafireten ve tenezzülen ruhlarını bir "Kürd evi" ıtlakına şayan olan cesedime göndersin de hazinetül-hayalimi teftiş ile matlubatı çıkarsın. Yani leylamı benim gözlerimle temaşa etsin. Yaşasın Şeriat-ı Garrâ!.. -Bediüzzaman Said-i Kürdî-}

Yaşasın Şeriat-ı Garrâ!..


* * *



Yükleniyor...