MAKALE - 11
VOLKAN
No: 77 - 5 Mart 1325 / 18 Mart 1909
YAŞASIN ŞERİAT-I AHMEDÎ (A.S.M.)
Şeriat-ı garra, kelâm-ı ezelîden geldiğinden ebede gidecektir. Nefs-i emmarenin istibdad-ı rezilesinden selâmetimiz, İslâmiyete istinad iledir. O hablülmetine temessük iledir. Ve haklı hürriyetten
{(1) Volkan'da "Ve hürriyet-i haktan" ifadesiyledir.}
hakkıyla istifade etmek, imandan istimdad iledir. Zîrâ Sâni'-i Âlem'e hakkıyla abd ve hizmetkâr olanın, halka ubudiyete tenezzül etmemesi gerektir. Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan, âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.
Ey evliya-i umûr! Tevfik isterseniz, kavânin-i âdâtullaha tevfik-i hareket ediniz! Yoksa tevfiksizlik ile cevab-ı red alacaksınız. Zîrâ maruf umum enbiyanın memalik-i İslâmiye ve Osmaniyeden zuhûru, kader-i İlahînin
{(2) Volkan'da "Kudret-i İlâhiyenin" ifadesiyledir.}
bir işaret ve remzidir ki; bu memleket insanlarının makine-i tekemmülatının buharı diyanettir. Ve bu Asya ve Afrika tarlasının ve Rumeli bostanının çiçekleri, ziya-yı İslâmiyet ile neşv ü nema bulacaktır.
Dünya için din feda olunmaz. Gebermiş istibdadı muhafaza için, vaktiyle mesail-i şeriat rüşvet verilirdi. Dinin
{(3) Volkan'da "bunun" ifadesiyledir. }
mes'eleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü?. Milletin kalb hastalığı za'f-ı diyanettir. Bunu takviye ile sıhhat bulabilir.
Bizim cemaatımızın meşrebi: Muhabbete muhabbet ve husumete husumettir. Yani beyn-el İslâm muhabbete imdad ve husumet askerini
{(4) Volkan'da "ve husumet ceyşini" ifadesiyledir.}
bozmaktır.
VOLKAN
No: 77 - 5 Mart 1325 / 18 Mart 1909
YAŞASIN ŞERİAT-I AHMEDÎ (A.S.M.)
Şeriat-ı garra, kelâm-ı ezelîden geldiğinden ebede gidecektir. Nefs-i emmarenin istibdad-ı rezilesinden selâmetimiz, İslâmiyete istinad iledir. O hablülmetine temessük iledir. Ve haklı hürriyetten
{(1) Volkan'da "Ve hürriyet-i haktan" ifadesiyledir.}
hakkıyla istifade etmek, imandan istimdad iledir. Zîrâ Sâni'-i Âlem'e hakkıyla abd ve hizmetkâr olanın, halka ubudiyete tenezzül etmemesi gerektir. Herkes kendi âleminde bir kumandan olduğundan, âlem-i asgarında cihad-ı ekber ile mükelleftir. Ve ahlâk-ı Ahmediye (Aleyhissalâtü Vesselâm) ile tahalluk ve Sünnet-i Nebeviyeyi ihya ile muvazzaftır.
Ey evliya-i umûr! Tevfik isterseniz, kavânin-i âdâtullaha tevfik-i hareket ediniz! Yoksa tevfiksizlik ile cevab-ı red alacaksınız. Zîrâ maruf umum enbiyanın memalik-i İslâmiye ve Osmaniyeden zuhûru, kader-i İlahînin
{(2) Volkan'da "Kudret-i İlâhiyenin" ifadesiyledir.}
bir işaret ve remzidir ki; bu memleket insanlarının makine-i tekemmülatının buharı diyanettir. Ve bu Asya ve Afrika tarlasının ve Rumeli bostanının çiçekleri, ziya-yı İslâmiyet ile neşv ü nema bulacaktır.
Dünya için din feda olunmaz. Gebermiş istibdadı muhafaza için, vaktiyle mesail-i şeriat rüşvet verilirdi. Dinin
{(3) Volkan'da "bunun" ifadesiyledir. }
mes'eleleri terk ve feda edilmesinden, zarardan başka ne faydası görüldü?. Milletin kalb hastalığı za'f-ı diyanettir. Bunu takviye ile sıhhat bulabilir.
Bizim cemaatımızın meşrebi: Muhabbete muhabbet ve husumete husumettir. Yani beyn-el İslâm muhabbete imdad ve husumet askerini
{(4) Volkan'da "ve husumet ceyşini" ifadesiyledir.}
bozmaktır.
Yükleniyor...