MAKALE - 6
Kürd Teavün ve terakki Gazetesi, 13 Kânun-ı evvel 1324 / 06 Aralık 1908 Sayı: 4. Nüshası Sayfa 29-30
BEDİÜZZAMAN MOLLA SAİD-İ KÜRDÎ'NİN MEBUSANA HİTABI
(Mâba'd)
Elhasıl:
Bir hazine-i cevahire malik olduğumuz halde, Avrupa'ya ahkâmda izhar-ı fakr, ahlâkta dilencilik etmek din-i İslâma büyük bir hıyanettir ve hayat-ı millete kast etmektir. Dünya için din feda olmaz, berahin-i akliye üzerine müesses olan din-i İslâm, başka dine kıyas olunmaz. Evet Avrupa'dan ahz u iktibasa muhtacız. İhtiyacımız idare-i mülk ve tanzim-i kuvva-i harbiye-i bahriyeden ve fünun ve sanayiden işimize yarayanlarıdır (dinimizin emri ile). Avrupa da bizden yalnız adaleti ister ve medeniyeti bekler, tâ muvazenesi bozulmasın. Bu iki esasa şeriatımız, müessis ve külliyeti ile nazırdır. Za'f-ı diyanetle uhuvvet ve hürriyet ve medeniyet, bataklık ve müteaffin sulardan zehirlenmiş çiçek ve meyvelere benzer. Acaba Şeyheyn ve Ömereyn ve Harun ve Me'mûn ve Endülüs'teki Emeviler, za'f-ı dinle mi terakki ettiler? Zaman-ı salifte âlemde hükümferma olan istibdadın pederi vahşet olduğu halde, sadr-ı evvelin hürriyet ve adalet ve müsavatları bürhan-ı bâhirdir ki, şeriat-ı garra, hürriyet-i hakkı ve adaleti ve ibadetteki müsavatıyla îma olunan müsavat-ı hukuku cemi-i revabıt ve levazımatıyla câmidir. Buna binaen kat'iyen hükmediyorum, şimdiye kadar noksaniyetimiz ve tedenniyatımız ve sû-i ahlâkımız dört sebepten gelmiş:
Birincisi:
Şeriat-ı garranın adem-i müraat-ı ahkâmından ve bazı hakaik-ı şer'iyeyi başka ünvanla gösterdiğinden, avamı tenfir ile itaat-ı vicdaniyelerini sarsmaktır. devr-i inhitatımızdan beri güya fevka'ş-şeriat bazı nizamatı neşr etmek (şeriattan izin almadan) tedennimizin en büyük sebebidir.
BEDİÜZZAMAN MOLLA SAİD-İ KÜRDÎ'NİN MEBUSANA HİTABI
(Mâba'd)
Elhasıl:
Bir hazine-i cevahire malik olduğumuz halde, Avrupa'ya ahkâmda izhar-ı fakr, ahlâkta dilencilik etmek din-i İslâma büyük bir hıyanettir ve hayat-ı millete kast etmektir. Dünya için din feda olmaz, berahin-i akliye üzerine müesses olan din-i İslâm, başka dine kıyas olunmaz. Evet Avrupa'dan ahz u iktibasa muhtacız. İhtiyacımız idare-i mülk ve tanzim-i kuvva-i harbiye-i bahriyeden ve fünun ve sanayiden işimize yarayanlarıdır (dinimizin emri ile). Avrupa da bizden yalnız adaleti ister ve medeniyeti bekler, tâ muvazenesi bozulmasın. Bu iki esasa şeriatımız, müessis ve külliyeti ile nazırdır. Za'f-ı diyanetle uhuvvet ve hürriyet ve medeniyet, bataklık ve müteaffin sulardan zehirlenmiş çiçek ve meyvelere benzer. Acaba Şeyheyn ve Ömereyn ve Harun ve Me'mûn ve Endülüs'teki Emeviler, za'f-ı dinle mi terakki ettiler? Zaman-ı salifte âlemde hükümferma olan istibdadın pederi vahşet olduğu halde, sadr-ı evvelin hürriyet ve adalet ve müsavatları bürhan-ı bâhirdir ki, şeriat-ı garra, hürriyet-i hakkı ve adaleti ve ibadetteki müsavatıyla îma olunan müsavat-ı hukuku cemi-i revabıt ve levazımatıyla câmidir. Buna binaen kat'iyen hükmediyorum, şimdiye kadar noksaniyetimiz ve tedenniyatımız ve sû-i ahlâkımız dört sebepten gelmiş:
Birincisi:
Şeriat-ı garranın adem-i müraat-ı ahkâmından ve bazı hakaik-ı şer'iyeyi başka ünvanla gösterdiğinden, avamı tenfir ile itaat-ı vicdaniyelerini sarsmaktır. devr-i inhitatımızdan beri güya fevka'ş-şeriat bazı nizamatı neşr etmek (şeriattan izin almadan) tedennimizin en büyük sebebidir.
Yükleniyor...