o merkeze merbut olan şems-i Şeriat, saltanata veya hilafete veya başka siyasete tâbi ve âlet; şems-i müniri bir menhus ve münkesif yıldıza peyk ve cazibesine tâbi itikad etmek gibi göstermekle, tarîk-i narefteye sülûk ettiler.

Cemî'-i kuvvetimle derim ki: Terakkimiz, ancak milletimiz olan İslâmiyetin terakkisiyle ve hakâik-i şeriatın tecellîsiyledir. Yoksa "Yürüyüşünü terk ile, başkasının yürüyüşünü öğrenmedi"ye mâsadak olacağız.

Evet hem şan ve şeref, hem sevab-ı âhiret, hem hamiyet-i millî, hem hamiyet-i İslâmî, hem hubb-u vatan, hem hubb-u din ile mütehassis olmalıyız. Zîrâ müsenna daha muhkemdir!

Ey paşalar, zabitler! Cinayetlerime ceza.. ve şimdi suallerime de

{(HAŞİYE) Bu sualler, kırk-elli masum mahpusun tahliyelerine sebeb oldu. -Müellif-}

cevab isterim. İslâmiyet insaniyet-i kübra ve şeriat medeniyet-i fuzla olduğundan, âlem-i İslâmiyet, medine-i fâzıla-i Eflatuniye olmağa sezâdır.

Birinci Sual:

Ceridelerin tesvilâtıyla meşru bilerek, burada görenek ve âdetine binaen cereyan-ı umumiye kapılan safdillerin cezası nedir?

İkinci Sual:

Bir insan yılan suretine girse; veyahut bir veli haydut kıyafetine, yahut meşrutiyet istibdad şekline girse, ona taarruz edenlerin cezası nedir? Belki hakikaten yılan ve haydut ve istibdaddır.

Üçüncü Sual:

Acaba müstebid yalnız bir şahıs olur? Veyahut eşhas-ı müteaddide müstebid olurlar? Bence, kuvvet kanunda olmalı, yoksa istibdad münkasım olmuş olur. Ve komitecilikle tam şiddetlenir.

Dördüncü Sual:

Bir masumu i'dam... yoksa on câniyi afv, daha zarardır?!

Beşinci Sual:

Tazyikat-ı maddiye, ehl-i meslek ve fikre galebe etmediği için, daha ziyade nifak ve tefrika vermez mi?

Altıncı Sual:

Bir maden-i hayatımız olan ittihad-ı millet, ref'-i imtiyazdan başka ne ile olur?!

Yedinci Sual:

Müsâvâtı ihlâl, yalnız bazılara tahsis ve haklarında kanunu tamamıyla tatbik etmek zahiren adalet iken, bir cihette acaba müsâvâtsızlıkla

Yükleniyor...