olsa gerektir. Mazlumiyetle ölmek, zalimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır.

Bunu da derim ki: Bazı kabahatli adam kabahatini setr için başkasını jurnal veya buranın hali gibi müdahene eder.

{(*) Nüsha farkında: "Siyaseti dinsizliğe âlet yapan bazı adamlar kabahatini setr için başkasını irtica' ile ve dinini siyasete âlet yapmakla itham ederler."}

Şimdiki hafiyeler eskisinden beterdirler. Bunların sadakatına nasıl itimad olunur? Adalet onların sözüne nasıl bina edilir? Hem de cerbeze ile insan, adalet yaparken zulme düşüyor. Zîrâ insan kusursuz olmaz. Fakat zaman-ı medid ve efrad-i kesîre içinde ve tahallül-ü mehasinle ta'dil olunan müteferrik kusurları cerbeze ile cem'edip, bir zaman-ı vâhidde bir şahs-ı vâhidden sudûrunu tevehhüm ederek şedid cezaya müstehak görür. Halbuki bu tarz, bir zulm-ü şediddir. Şimdi gelelim o onbir buçuk cinayetlerimin ta'dadına!...

{(**) İhtar: Bu cinayetlerin herbiri Divan-ı Harbdeki kırk tane evrak-ı perişanımda ve sair şayiatda hatıra gelen sual-i mukadderlere birer cevab-ı icmalidir. -Müellif-}

BİRİNCİ CİNAYET:

Geçen sene bidayet-i hürriyette ellialtmış telgraf umum aşâir-i ekrada sadaret vasıtasıyla çektim.

Meali şu idi:

"Meşrutiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz emr, hakikî adalet ve meşveret-i şer'iyeden ibarettir. Hüsn-ü telakki ediniz. Muhafazasına çalışınız!.. Zîrâ, dünyevî saadetimiz meşrutiyettedir. İstibdaddan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz."

Her yerden bu telgrafların cevabı, suret-i hasenede geldi. Demek Kürdleri tenbih ettim, gafil bırakmadım. Tâ ki yeni bir istibdad onların gafletinden istifade etmesin. Neme lâzım demediğimden cinayet

{(*) Nüsha farkında: "Cinayet işledim ki, bu mahkemeye girdim..."}

ettim.

Yükleniyor...