İşte şu cerbezenin tavr-ı acibi; zaman ve mekânda müteferrik şeyleri toplar, bir yapar. O siyah perde ile her şeyi temaşa eder. Hakikaten cerbeze, enva'ıyla garaibin makinasıdır.
Görülmüyormu ki; cerbeze-âlûd bir âşıkın nazarında umum kâinat birbirine muhabbet ile müncezib ve rakkasane hareket edip gülüşüyor. Çocuğunun vefatıyla matem tutan bir vâlidenin nazarında, umum kâinat hüzün-engizane ağlaşıyor. Herkes istediği ve haline münasib gördüğü meyveyi koparır.
Bu makamda size bir temsil irad edeceğim. Meselâ: Sizden bir adam yalnız bir saat tenezzüh etmek üzere gayet müzeyyen ve müzehher bir bahçeye girse; nekaisten müberra olmak, cinan-ı cennetin mahsusatından ve her kemâle bir noksanı karıştırmak, şu âlem-i kevn ü fesadın mukteziyatından olmakla; şu bahçenin müteferrik köşelerinde de bazı pis ve murdar şeyler bulunduğu için, inhiraf-ı mizac sevki ve emriyle yalnız o taaffünatı taharrî ve o murdar şeylere idame-i nazar eder. Güya onda yalnız o var. Hülyanın hükmüyle fena hayal tevessü' ederek, o bostanı bir selhhane ve mezbele suretinde gösterdiğinden; midesi bulanır ve istifrağ eder, kemâl-i nefret ile kaçar.
Acaba beşerin lezzet-i hayatını gussedar eden böyle bir hayale, hikmet ve maslahat rûy-i rıza gösterilebilecek midir?
Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen güzel rü'ya görür. Güzel rü'ya
{(*) Mevt, bir nevmdir. -Müellif-}
gören, hayatından lezzet alır.
S- Ermeni fedaileri o kadar fenalık ettikleri halde, şimdi en muteber onlar oldular. Zehirlerine tiryak nazarıyla bakıldı.
C- Zîrâ fenalıkları iyiliğe yardım etti. Eğer meyl-üt tahribden vazgeçmezler ise, (arabî aslında: "vazgeçerlerse" dir) müfsidlikten çıktılar deriz. Yoksa maraz muzmer olsa daha muzırdır. Buhar menfez bulmadıkça zelzele verir. Hayırdan bazen şer tevellüd ettiği gibi, şerden de bâzan hayır doğar. Çok şerir var ki; şerleri ahyarın maksadına hizmet ettiği için, ahyar suretinde görünür ve şerri alkışlanır. Sen evini tâmir için tahrib eylediğin vakit, başkası sirkat için delerse, bir cihetten sana muavenet etmiş olur. Fakat tamirde ihtiyatlı bulun!...
Görülmüyormu ki; cerbeze-âlûd bir âşıkın nazarında umum kâinat birbirine muhabbet ile müncezib ve rakkasane hareket edip gülüşüyor. Çocuğunun vefatıyla matem tutan bir vâlidenin nazarında, umum kâinat hüzün-engizane ağlaşıyor. Herkes istediği ve haline münasib gördüğü meyveyi koparır.
Bu makamda size bir temsil irad edeceğim. Meselâ: Sizden bir adam yalnız bir saat tenezzüh etmek üzere gayet müzeyyen ve müzehher bir bahçeye girse; nekaisten müberra olmak, cinan-ı cennetin mahsusatından ve her kemâle bir noksanı karıştırmak, şu âlem-i kevn ü fesadın mukteziyatından olmakla; şu bahçenin müteferrik köşelerinde de bazı pis ve murdar şeyler bulunduğu için, inhiraf-ı mizac sevki ve emriyle yalnız o taaffünatı taharrî ve o murdar şeylere idame-i nazar eder. Güya onda yalnız o var. Hülyanın hükmüyle fena hayal tevessü' ederek, o bostanı bir selhhane ve mezbele suretinde gösterdiğinden; midesi bulanır ve istifrağ eder, kemâl-i nefret ile kaçar.
Acaba beşerin lezzet-i hayatını gussedar eden böyle bir hayale, hikmet ve maslahat rûy-i rıza gösterilebilecek midir?
Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen güzel rü'ya görür. Güzel rü'ya
{(*) Mevt, bir nevmdir. -Müellif-}
gören, hayatından lezzet alır.
S- Ermeni fedaileri o kadar fenalık ettikleri halde, şimdi en muteber onlar oldular. Zehirlerine tiryak nazarıyla bakıldı.
C- Zîrâ fenalıkları iyiliğe yardım etti. Eğer meyl-üt tahribden vazgeçmezler ise, (arabî aslında: "vazgeçerlerse" dir) müfsidlikten çıktılar deriz. Yoksa maraz muzmer olsa daha muzırdır. Buhar menfez bulmadıkça zelzele verir. Hayırdan bazen şer tevellüd ettiği gibi, şerden de bâzan hayır doğar. Çok şerir var ki; şerleri ahyarın maksadına hizmet ettiği için, ahyar suretinde görünür ve şerri alkışlanır. Sen evini tâmir için tahrib eylediğin vakit, başkası sirkat için delerse, bir cihetten sana muavenet etmiş olur. Fakat tamirde ihtiyatlı bulun!...
Yükleniyor...