çevirir ve telkîh eder, kendi emrine müsahhar eder. İşte şu noktadan hüda hevaya tahavvül ve mezheb mizacdan teşerrüb eder. Arı su içer bal akıtır, yılan su içer zehir döker.
Fakat kaviyyen ümid ederim ki, kâinatta şu meclis-i âlî, şu meczub sergerdan küre şehrinde millet-i insaniyede ve Âdem kavminde ülema-i İslâm âlemi, bir meclis-i meb'usan-ı mukaddese hükmüne geçecektir. Selef ve halef asırlar üstünde birbirine bakıp mabeyinlerinden bir encümen-i şûra teşkil edeceklerdir.
S- Nasraniyet, İslâmiyetin inkişafına bundan sonra mani' olmayacak mıdır?
C- Nasraniyet ya intıfa veya ıstıfa ile terk-i silâh edecektir. Zîrâ birkaç defa yırtıldı, protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı; tekrar yırtılmaya hazırlanıyor.
Ya intıfa bulup sönecek.. Veyahut doğrudan doğruya hakikî Hristiyanlığın esasına câmi' olan hakâik-i İslâmiyeyi karşısında görecektir. Beşer dinsiz olamaz!..
İşte bu sırr-ı azîme, Peygamber (A.M.) işaret etmiştir ki: Hazret-i İsa gelecek, ümmetimden olacak; aynı şeriatımla amel edecektir.
Saniyen:
Sebeb-i ihtilaf-ı muzır: "Bu haktır" düsturu yerine; "Yalnız hak budur" ve "en güzeli budur" hükmü yerine, "güzeli budur" hükmü ikame edilmiştir.
اَلْحُبُّ فِى للّٰهِ
esas-ı merhametkârî yerine
وَالْبُغْضُ فِى اللّٰهِ
ikame edilmiştir. Kendi mesleğinin muhabbeti yerine, başka meslekten nefret, harekâtında hâkim kılınmıştır. Hakikata muhabbet yerine, ene tarafgirliği müdahale etmiştir. Vesail ve delail, makasıd ve gayât yerine ikame edilmiştir.
Halbuki fâsid bir delil ile, hak bir netice zihinde ikame edilir. Bâtıl bir vesile ile, hak bir gaye fikirde tesbit edilir. Madem gaye ve maksad haktır; delil ve vesilelerdeki fesad, böyle inşikak-ı kulûba sebebiyet vermemeli.
Salisen:
Sebeb-i ihtilaf, hâkim-i zalim olan cerbezedir. Fikr-i tenkid ve bedbînliğe istinad eden cerbeze, daima zalimdir.
Fakat kaviyyen ümid ederim ki, kâinatta şu meclis-i âlî, şu meczub sergerdan küre şehrinde millet-i insaniyede ve Âdem kavminde ülema-i İslâm âlemi, bir meclis-i meb'usan-ı mukaddese hükmüne geçecektir. Selef ve halef asırlar üstünde birbirine bakıp mabeyinlerinden bir encümen-i şûra teşkil edeceklerdir.
S- Nasraniyet, İslâmiyetin inkişafına bundan sonra mani' olmayacak mıdır?
C- Nasraniyet ya intıfa veya ıstıfa ile terk-i silâh edecektir. Zîrâ birkaç defa yırtıldı, protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı; tekrar yırtılmaya hazırlanıyor.
Ya intıfa bulup sönecek.. Veyahut doğrudan doğruya hakikî Hristiyanlığın esasına câmi' olan hakâik-i İslâmiyeyi karşısında görecektir. Beşer dinsiz olamaz!..
İşte bu sırr-ı azîme, Peygamber (A.M.) işaret etmiştir ki: Hazret-i İsa gelecek, ümmetimden olacak; aynı şeriatımla amel edecektir.
Saniyen:
Sebeb-i ihtilaf-ı muzır: "Bu haktır" düsturu yerine; "Yalnız hak budur" ve "en güzeli budur" hükmü yerine, "güzeli budur" hükmü ikame edilmiştir.
اَلْحُبُّ فِى للّٰهِ
esas-ı merhametkârî yerine
وَالْبُغْضُ فِى اللّٰهِ
ikame edilmiştir. Kendi mesleğinin muhabbeti yerine, başka meslekten nefret, harekâtında hâkim kılınmıştır. Hakikata muhabbet yerine, ene tarafgirliği müdahale etmiştir. Vesail ve delail, makasıd ve gayât yerine ikame edilmiştir.
Halbuki fâsid bir delil ile, hak bir netice zihinde ikame edilir. Bâtıl bir vesile ile, hak bir gaye fikirde tesbit edilir. Madem gaye ve maksad haktır; delil ve vesilelerdeki fesad, böyle inşikak-ı kulûba sebebiyet vermemeli.
Salisen:
Sebeb-i ihtilaf, hâkim-i zalim olan cerbezedir. Fikr-i tenkid ve bedbînliğe istinad eden cerbeze, daima zalimdir.
Yükleniyor...