(Risale-i Nur, bütün eczalarında baştanbaşa hakaik-ı imaniyeyi isbat ve izah etmektedir.)

(Eskişehir Müdafaatından)

Sâlisen:

Eğer kabir kapısı kapansaydı ve insan dünyada lâyemut kalsaydı, o vakit vazifeler yalnız askerî ve idarî ve resmî olurdu. Madem her gün lâakal otuz bin şahid, cenazeleriyle

اَلْمَوْتُ حَقٌّ

davasını imza ediyorlar; elbette dünyaya ait vazifelerden daha ehemmiyetli imanî vazifeler var. İşte Risale-i Nur o vazifeleri Kur'anın emriyle îfa ediyor. Madem Risale-i Nur âmirinin, hâkiminin kumandanı olan Kur'an, kumandası üçyüzelli milyona hükmedip talimat yaptırıyor; ve her gün lâakal beş defa, beşten dördünün ellerini dergâh-ı İlahiyeye açtırıyor; ve bütün câmilerde ve cemaatlerde, namazlarda, kudsî, semavî fermanlarını hürmetle okutturuyor; elbette onun hakikî tefsiri ve o güneşin bir nuru ve onun bir memuru olan Risale-i Nur, o vazife-i imaniyesini biiznillah sadmelere uğratmayarak görecektir. Öyle ise ehl-i dünya ve ehl-i siyaset, onunla


Yükleniyor...