هُوَ الْاَوَّلُ وَاْلاٰخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُ
isimlerinin işaret ettikleri dört sikke-i tevhid var:
İsm-i Evvel
ile işaret edildiği gibi: Herbir meyvedar ağacın menşe-i aslîsi olan çekirdek
{(Haşiye): Eski zamandan beri darb-ı mesel olarak umumun dilinde ve lisan-ı nâsta gezen şu "Çekirdekten yetişme" sözü bu risalenin müellifine bir işaret-i gaybiye-i örfiye denilebilir. Çünki Risale-i Nur hâdimi olan şahıs Kur'anın feyziyle, çekirdek ve çiçekte tevhid için iki mi'rac-ı marifet keşfederek tabiiyyunları boğan aynı yerde âb-ı hayat bulmuş ve çekirdekten hakikata ve nur-u marifete yetişmiş ve bu iki şeyin Risale-i Nur'da ziyade tekrarları bu hikmete binaendir.}
öyle bir sandukçadır ki, o ağacın proğramını ve fihristesini ve plânını.. ve öyle bir tezgahtır ki, onun cihazatını ve levazımatını ve teşkilatını.. ve öyle bir makinedir ki, onun ibtidadaki incecik vâridatını ve latifane masarıfını ve tanzimatını taşıyor.
Ve İsm-i Âhir'le
işaret edildiği gibi: Herbir ağacın neticesi ve meyvesi öyle bir tarifenamedir ki, o ağacın eşkâlini ve ahvalini ve evsafını ve öyle bir beyannamedir ki, onun vazifelerini ve menfaatlerini ve hâssalarını ve öyle bir fezlekedir ki, o ağacın emsalini ve ensalini ve nesl-i âtisini o meyvenin kalbinde bulunan çekirdekler ile beyan ediyor, ders veriyor.
Ve İsm-i Zahir'le
işaret edildiği gibi: Her ağacın giydiği suret ve şekil öyle musanna' ve münakkaş bir hulledir, bir libastır ki,
Yükleniyor...