ve talebeleri dahi dinlesinler...

... Ben de otuz-kırk sene hayatımı bilenleri ve Nur'un binler has şakirdlerini işhad ederek derim: İstanbul'u işgal eden İngiliz'in başkumandanı İslâm içinde ihtilaf atıp hattâ Şeyhülislâmı ve bir kısım hocaları kandırıp birbiri aleyhine sevkederek itilafçı, ittihadcı fırkaları birbirine uğraştırmasıyla ve Yunan'ın galebesine ve harekât-ı milliyenin mağlubiyetine zemin hazırladığı bir sırada, İngiliz ve Yunan aleyhinde "Hutuvat-ı Sitte" eserimi Eşref Edib'in gayretiyle tab' ve neşretmekle o kumandanın dehşetli plânını kıran ve onun i'dam tehdidine karşı geri çekilmeyen ve Ankara reisleri o hizmeti için onu çağırdıkları halde Ankara'ya kaçmayan ve esarette Rus'un başkumandanının i'dam kararına ehemmiyet vermeyen ve 31 Mart hâdisesinde sekiz taburu bir nutukla itaata getiren ve Divan-ı Harb-i Örfî'de, mahkemedeki paşaların; sen mürtecisin, şeriat istemişsin diye suallerine karşı i'dama beş para ehemmiyet vermeyip "Eğer meşrutiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise, bütün cinn ve ins şahid olsun ki; ben mürteciyim ve şeriatın bir tek mes'elesine ruhumu feda etmeye hazırım" diyen ve o büyük zabitleri hayretle takdire sevkedip, i'damını beklerken beraetine karar verdikleri ve

Yükleniyor...