اَلنَّارُ الْمُوقَدَةُ عَلَى الْاَفْئِدَةِ
ıtlakına şâyan olan o ateşi söndürmek için zülâl-i visali celbeden tavsif-i bil-fezail ile arz-ı hacet ederler.
İşte bak kaç tabakatta bildiğin manadan başka ne kadar maânî başlarını çıkarıp görünüyor. Eğer korkmuyorsan İbn-i Farıd'ın veya Ebu Tayyib'in gözlerinden müdhiş olan vicdanlarına bak. Ve vicdanın tercümanı olan
غَرَسْتُ بِاللَّحْظِ وَرْدًا فَوْقَ وَجْنَتِهَا حَقٌّ لِطَرْفِى اَنْ يَجْنِىَ الَّذ۪ى غَرَسَا
Hem de
فَلِلْعَيْنِ وَالْاَحْشَاءِ اَوَّلَ هَلْ اَتٰى تَلَاعَائِدِىَ اْلاٰسِى وَ ثَالِثَ تَبَّتِ
Hem de
صَدٌّ حَمَا ظَمَائ۪ى لُمَاكَ لِمَاذَا وَ هَوَاكَ قَلْب۪ى صَارَ مِنْهُ جُذَاذًا
Hem de
حُشَاىَ عَلٰى جَمْرٍ ذَكِىٍّ مِنَ الْغَضَا وَ عَيْنَاىَ ف۪ى رَوْضٍ مِنَ الْحُسْنِ تَرْتَعُ
gör ve dinle ki, çendan gözleri Cennet'te tenezzüh eder, fakat vicdanlarındaki Cehennem tazib eder. Öyle de mehasinine
Yükleniyor...