7- Evet, saatin sâniye ve dakika ve saat ve günleri sayan çarklarına benzeyen yevm ve sene ve ömr-ü beşer ve deveran-ı dünya, birbirine mukaddime olarak döner, işler. Geceden sonra sabahı, kıştan sonra baharı işledikleri gibi, mevtten sonra kıyamet dahi o destgâhtan çıkacağını haber veriyorlar. Evet insanın her ferdi, birer nev' gibidir. Zira nur-u fikir onun âmâline öyle bir vüs'at vermiş ki; bütün ezmanı yutsa tok olmaz. Sair enva'ın efradlarının mahiyeti, kıymeti, nazarı, kemali, lezzeti, elemi ise cüz'î ve şahsî ve mahdud ve mahsur ve ânidir. Beşerin ise ulvî, küllî, sermedîdir. Yevm ve senede olan çok nevilerde olan birer nevi kıyamet-i mükerrere-i nev'iye ile insanda bir kıyamet-i şahsiye-i umumiyeye remz ve işaret, belki şehadet eder.

8- Neam, beşerin cevherinde gayr-ı mahsur istidadatında mündemiç olan gayr-ı mahdud olan kabiliyattan neş'et eden müyulattan hasıl olan lâ-yetenahî âmâlinden tevellüd eden gayr-ı mütenahî efkâr ve tasavvuratı; mâvera-yı haşr-i cismanîde olan saadet-i ebediyeye elini uzatmış ve medd-i nazar ederek o tarafa müteveccih olmuştur.

9- Neam, Sâni'-i Hakîm ve Rahmanürrahîm'in rahmeti ise; cemi' niamı nimet eden ve nıkmetlikten halâs eden ve kâinatı firak-ı ebedîden hasıl olan vaveylâlardan halâs eyleyen saadet-i ebediyeyi nev'-i beşere verecektir. Zira şu herbir nimetin reisi olan saadet-i ebediyeyi vermezse, cemi' nimetler nıkmete tahavvül ederek, bizzarure ve bilbedahe ve umum kâinatın şehadetiyle sabit olan rahmeti inkâr etmek lâzım gelir.

İşte ey birader!.. Mütenevvi olan nimetlerden yalnız muhabbet ve aşk ve şefkate dikkat et. Sonra da, firak-ı

Yükleniyor...