hurufatı muntazam ve nihayetsiz hassas ve zamansız emirleri dinler ve yapar gibi göründüğünden, elbette zerrat-ı havaiye de kudsiyet noktasında emr-i "Kün Feyekûn"ün cilvesine ve irade-i ezeliyenin tecellisine mazhar hurufatın maddî hassalarını ve hârika ve mervî faziletlerini teslim ettirir.

İşte bu sırra binaendir ki: Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'da bazan kudret eserini sıfat-ı irade ve sıfat-ı kelâmdan gelir gibi tabiratı, gayet derecede sür'at-i icad ve gayet derecede inkıyad-ı eşya ve müsahhariyet-i mevcudattan başka; ayn-ı emir, kudret gibi hükmediyor demektir. Yani emr-i tekvinîden gelen hurufat, maddî kuvvet hükmünde vücud-u eşyada hükmeder. Ve emr-i tekvinî âdeta ayn-ı kudret, ayn-ı irade olarak tezahür eder. Evet emr ve iradenin bu gayet hafî ve vücud-u maddîleri gayet gizli ve havayı âdeta nim-manevî, nim-maddî nev'indeki

Yükleniyor...