hararet ve ziya gibi öyle şümullü faideleri var ki, kâinat tezgahından gönderiliyor, küre-i arzın dar anbarından değil. Belki kâinat sarayındaki büyük hazine-i rahmetten izhar edilerek gönderilip, küre-i arzın anbarında yerleştirilmiş; o anbardan asırların ihtiyacına nisbeten parça parça ihraç ediliyor.

Kur'an-ı Azîmüşşan bu küçük anbardaki parça parça çıkarılan demiri, yalnız "sarf etmek" manasını ifade etmek istemiyor. Belki hazine-i kübradan o nimet-i azîmeyi küre-i arz ile beraber indirdiğini ifade etmek için, yani bu küre-i arz hanesine en lâzım şey demirdir ki, Hâlık-ı Zülcelal güya küre-i arzı güneşten ayırıp insanlar için indirdiği zaman, demiri de beraber inzal etmiş ve ekser ihtiyac-ı beşer onunla temin edilmiştir. Kur'an-ı Hakîm, "Bu demirle işlerinizi görünüz ve onu çıkarmaya çalışarak istifade ediniz" diye, mu'cizane ferman ediyor.


Yükleniyor...