gönül şehrinin cilâsıyım diyorsun. Avrupa ve Amerika'nın en yüksek fen ve felsefe mekteblerinde yıllarca okuyup ikmal-i tahsil etmiş olan zekâlı ve akıllı fen ve felsefe mütehassıslarına hakikî ve istifadeli ders vererek, madde ve zerrelerin hakikat ve mahiyetlerini anlatıyor. Şuursuz ve idraksiz olan bu basit şeylerden zîhayat ve sahib-i idrak koskoca âlem ve dünyanın nasıl doğduğunu ve nasıl olduğunu gösterip onların idraksiz ve basiretsiz başlarına çarpıyor ve herbirini hayretlere düşürüyorsun. Ve bu hakikatları en ümmi ve âmi bir çocuk ve ihtiyar ve hiç mekteb ve medrese görmemiş talebelerine de kolayca bildiriyorsun.
Hele bir dest-i gaybî tarafından basit bir maddenin, kemal-i intizam ve itina ile çalıştırılarak bir tek şeyden birçok şeyler yapabilmesi gibi hakikî tabir-i vecizelerin gönüllere ferahlık ve inşirahla beraber denizler dolusu malûmat veriyor. Bu vuzuh ve vüs'at ve bu güneş gibi parlak deliller ve sarahat ve işaretler hep senin eser-i keramet-i ilmiye ve nuriyendir. Bütün eller ve dillerde kemal-i iştiha ve iştiyakla dinlenip okunacak ve yazılıp yayılacak en tatlı ve en halâvetli, en cazibedar ve en revnaktar yegâne eser-i metin ve
Hele bir dest-i gaybî tarafından basit bir maddenin, kemal-i intizam ve itina ile çalıştırılarak bir tek şeyden birçok şeyler yapabilmesi gibi hakikî tabir-i vecizelerin gönüllere ferahlık ve inşirahla beraber denizler dolusu malûmat veriyor. Bu vuzuh ve vüs'at ve bu güneş gibi parlak deliller ve sarahat ve işaretler hep senin eser-i keramet-i ilmiye ve nuriyendir. Bütün eller ve dillerde kemal-i iştiha ve iştiyakla dinlenip okunacak ve yazılıp yayılacak en tatlı ve en halâvetli, en cazibedar ve en revnaktar yegâne eser-i metin ve
Yükleniyor...