Yorulmaz ve usanmaz ciddî, samimî Hâfız Ali Kardeş! Tevafukta muvaffakıyetli kalemin ile yazılan İ'caz-ı Kur'an'ın âhirinde senin hakkında
اَللّٰهُمَّ وَفِّقْهُ ف۪ى خِدْمَةِ الْقُرْاٰنِ وَ اْلا۪يمَانِ
olan dua, bu defa şübhem kalmadı ki, tam kabul olmuş.
Umum kardeşlere birer birer selâm.
Said Nursî
* * *
بِاسْمِه۪ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَٓائِلِ النُّورِ وَمَعَانِيهَا الْمُتَمَثِّلَةِ فِى الْهَوَٓاءِ وَ فِى الْاَفْهَامِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ
Aziz, sıddık ve sadık kardeşlerim!
Bu defa pek çok alâkadar olduğum zâtların dört aded mektubları beni o kadar mesrur etti ve Risale-i Nur hesabına o kadar memnun eyledi ki; güya yeniden o kahraman arkadaşları buldum diye sürur yaşları çok hüzünlerimi sildi. Evet dört mektuba dört cevab yazmak isterim ve hakkınızdır; fakat samimî ittihadınıza binaen bir ile iktifa edildi. Ayrı ayrı beş-altı küçük mes'eleleri beyan ediyorum:
Birincisi:
Eskiden beri, iman kurtarmak zamanıdır dediğimiz ve ihtiyarım olmadan tekrar ile erkân-ı imaniyeye dair bürhanlardan tahşidat-ı azîmeyi yaptığımız, çok haklı ve lüzumlu olduğunu zaman gösterdi. Size bir ay evvel, manevî bir muhaverede, Risale-i Nur'un azîm tahşidatına dair gaybdan gelen bir cevabı yazmıştım. Bazı zâtlar o fıkrayı Âyet-ül Kübra Risalesi'nin âhirine ilhak ettiler.
İkincisi:
Şamlı Tevfik Kardeş! Senin mektubun beni derinden derine hem müteessir hem müferrah eyledi. Sende bir hayırlı tahavvülât bulunduğunu ihsas etti.
Merhum Hâfız Ahmed'in akrabasına benim tarafımdan ta'ziye ile beraber de ki: Bir-iki ay evvel -birdenbire- dua ederken, en has
اَللّٰهُمَّ وَفِّقْهُ ف۪ى خِدْمَةِ الْقُرْاٰنِ وَ اْلا۪يمَانِ
olan dua, bu defa şübhem kalmadı ki, tam kabul olmuş.
Umum kardeşlere birer birer selâm.
Said Nursî
بِاسْمِه۪ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪
اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ حُرُوفِ رَسَٓائِلِ النُّورِ وَمَعَانِيهَا الْمُتَمَثِّلَةِ فِى الْهَوَٓاءِ وَ فِى الْاَفْهَامِ اِلٰى يَوْمِ الْقِيَامِ
Aziz, sıddık ve sadık kardeşlerim!
Bu defa pek çok alâkadar olduğum zâtların dört aded mektubları beni o kadar mesrur etti ve Risale-i Nur hesabına o kadar memnun eyledi ki; güya yeniden o kahraman arkadaşları buldum diye sürur yaşları çok hüzünlerimi sildi. Evet dört mektuba dört cevab yazmak isterim ve hakkınızdır; fakat samimî ittihadınıza binaen bir ile iktifa edildi. Ayrı ayrı beş-altı küçük mes'eleleri beyan ediyorum:
Birincisi:
Eskiden beri, iman kurtarmak zamanıdır dediğimiz ve ihtiyarım olmadan tekrar ile erkân-ı imaniyeye dair bürhanlardan tahşidat-ı azîmeyi yaptığımız, çok haklı ve lüzumlu olduğunu zaman gösterdi. Size bir ay evvel, manevî bir muhaverede, Risale-i Nur'un azîm tahşidatına dair gaybdan gelen bir cevabı yazmıştım. Bazı zâtlar o fıkrayı Âyet-ül Kübra Risalesi'nin âhirine ilhak ettiler.
İkincisi:
Şamlı Tevfik Kardeş! Senin mektubun beni derinden derine hem müteessir hem müferrah eyledi. Sende bir hayırlı tahavvülât bulunduğunu ihsas etti.
Merhum Hâfız Ahmed'in akrabasına benim tarafımdan ta'ziye ile beraber de ki: Bir-iki ay evvel -birdenbire- dua ederken, en has
Yükleniyor...