bir mana-yı remziyle Risalet-ün Nur'a manaca ve cifirce îma etmesi remze yakın bir îma ile; Risalet-ün Nur şakirdlerinin taifesi, âhirzamanda o taife-i kübra-i a'zamın âhirlerinde bir hizb-i makbul olacağını işaret eder diye def'aten birden ihtar edildi.

اَلْعِلْمُ عِنْدَ اللّٰهِ لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ

* * *


Aziz kardeşlerim!

Bu saatte ben Kur'an okurken, Risale-i Nur ile ziyade alâkadar olan Sure-i İbrahim'de bir âyet beni meşgul ederken, Emin size göndereceği mektubu getirdi ve dar vaktimizde bu geniş âyetin denizinden ancak bir katrecik bu parçaya girebildi. Birkaç dakika zarfında yazdık, vakit bulamadık, kusura bakmayınız.

* * *


بِاسْمِه۪ مَنْ تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ بِعَدَدِ عَاشِرَاتِ دَقَائِقِ اَيَّامِ الْفِرَاقِ

Aziz, sıddık, vefadar, sebatkâr kardeşlerim!

Cenab-ı Hakk'a yüzbinler şükür ve hamdolsun; sizin gibi sadık, ciddî, faal zâtları Risale-i Nur'un etrafında toplayıp bağlamış; iman ve Kur'an hizmetinde kuvvetli ve nurlu kalemlerini çalıştırıyor.

Kardeşlerim! Bu defa irsalatınız o kadar beni memnun ve minnetdar etti ki; herbir sahifesi bir kıymetdar hediye ve güzel bir mektub hükmünde göründü. Hüzünlerimi, gamlarımı izale edip ve kalbimi sürur ve sevinç ile doldurdu. Cenab-ı Erhamürrâhimîn onların hurufları adedince size rahmet etsin ve sizden razı olsun.

Hâfız Ali Kardeşim! Bir zaman Barla'da Cuma gecesinde dua ederken, senin âmîn sesini iki defa sarihan işittim. Arkama baktım. Dedim: "Hâfız Ali ne vakit gelmiş." Dediler: "O burada yoktur." Ben şimdi o vakıadan diyebilirim ki; üç-dört saat mesafeden

Yükleniyor...