tabakalar husule gelir. Bir madenden kül, kömür, elmas meydana gelir; ateşten alev, duman husule gelir. Müvellidülma ile müvellidülhumuzanın imtizacından su, buz, buhar tevellüd eder.
Altıncı Mukaddeme:
Şu müteaddid emarelerden anlaşıldı ki; semavat müteaddiddir, şeriat sahibi de yedidir demiştir, öyle ise yedidir. Maahâza yedi, yetmiş, yediyüz sayıları Arab üslûblarında kesret için kullanılır.
Arkadaş! Pek geniş bulunan Kur'an-ı Kerim'in hitablarına, manalarına, işaretlerine dikkat edilmekle bir âmiden tut bir veliye kadar bütün tabakat-ı nâsa ve umum efkâr-ı âmmeye olan müraatları, okşamaları fevkalâde hayrete, taaccübe mûcibdir. Meselâ:
سَبْعَ سَمٰوَاتٍ
kelimesinden bazı insanlar hava-i nesîmiyenin tabakalarını fehmetmiştir. Öbür bazı da, Arz'ımız ile arkadaşları olan hayatdar küreleri ihata eden nesîmî küreleri fehmetmiştir. Bir kısım da, seyyarat-ı seb'ayı fehmetmiştir. Bir kısmı da, manzume-i şemsiye içinde esîrin yedi tabakasını fehmetmiştir. Bir kısım da, şu bildiğimiz manzume-i şemsiye ile beraber altı tane daha manzume-i şemsiyeyi fehmetmiştir. Bir kısım da, esîrin teşekkülâtı yedi tabakaya inkısam ettiğini fehmetmiştir.
Hülâsa:
Herbir kısım insanlar, istidadlarına göre feyz-i Kur'andan hisselerini almışlardır. Evet Kur'an-ı Kerim bütün şu mefhumlara şamildir diyebiliriz.
Birinci Cümle:
هُوَ الَّذ۪ى خَلَقَ لَكُمْ مَا فِى الْاَرْضِ جَم۪يعً
: Bu cümlenin beş vecihle mâkabliyle irtibatı vardır:
Birinci Vecih:
Evvelki âyet, vücud ve hayat nimetlerine işarettir. Bu âyet, beka ve bekanın esbab ve levazımatına işarettir.
İkinci Vecih:
Kur'an-ı Kerim vakta ki evvelki âyetle beşer için mertebelerin en yükseği olan rücuu isbat etti, sâmiin zihnine şöyle bir sual geldi: Şu zelil insanların bu yüksek mertebeye liyakatları nereden gelmiştir? Kur'an-ı Kerim bu cümle ile o suali şöylece cevablandırmıştır: Bütün dünya dest-i itaat ve teshirine verilen insanın, elbette Hâlıkının yanında büyük bir mevkii vardır.
Üçüncü Vecih:
Evvelki âyet beşer için haşir ve kıyametin vücuduna işaret etmesi, sâmi'ce güya "Beşerin ne kıymeti vardır ki onun saadeti için kıyamet kopacak?" diye vârid olan sual, bu âyetle: "Arz
Altıncı Mukaddeme:
Şu müteaddid emarelerden anlaşıldı ki; semavat müteaddiddir, şeriat sahibi de yedidir demiştir, öyle ise yedidir. Maahâza yedi, yetmiş, yediyüz sayıları Arab üslûblarında kesret için kullanılır.
Arkadaş! Pek geniş bulunan Kur'an-ı Kerim'in hitablarına, manalarına, işaretlerine dikkat edilmekle bir âmiden tut bir veliye kadar bütün tabakat-ı nâsa ve umum efkâr-ı âmmeye olan müraatları, okşamaları fevkalâde hayrete, taaccübe mûcibdir. Meselâ:
سَبْعَ سَمٰوَاتٍ
kelimesinden bazı insanlar hava-i nesîmiyenin tabakalarını fehmetmiştir. Öbür bazı da, Arz'ımız ile arkadaşları olan hayatdar küreleri ihata eden nesîmî küreleri fehmetmiştir. Bir kısım da, seyyarat-ı seb'ayı fehmetmiştir. Bir kısmı da, manzume-i şemsiye içinde esîrin yedi tabakasını fehmetmiştir. Bir kısım da, şu bildiğimiz manzume-i şemsiye ile beraber altı tane daha manzume-i şemsiyeyi fehmetmiştir. Bir kısım da, esîrin teşekkülâtı yedi tabakaya inkısam ettiğini fehmetmiştir.
Hülâsa:
Herbir kısım insanlar, istidadlarına göre feyz-i Kur'andan hisselerini almışlardır. Evet Kur'an-ı Kerim bütün şu mefhumlara şamildir diyebiliriz.
Birinci Cümle:
هُوَ الَّذ۪ى خَلَقَ لَكُمْ مَا فِى الْاَرْضِ جَم۪يعً
: Bu cümlenin beş vecihle mâkabliyle irtibatı vardır:
Birinci Vecih:
Evvelki âyet, vücud ve hayat nimetlerine işarettir. Bu âyet, beka ve bekanın esbab ve levazımatına işarettir.
İkinci Vecih:
Kur'an-ı Kerim vakta ki evvelki âyetle beşer için mertebelerin en yükseği olan rücuu isbat etti, sâmiin zihnine şöyle bir sual geldi: Şu zelil insanların bu yüksek mertebeye liyakatları nereden gelmiştir? Kur'an-ı Kerim bu cümle ile o suali şöylece cevablandırmıştır: Bütün dünya dest-i itaat ve teshirine verilen insanın, elbette Hâlıkının yanında büyük bir mevkii vardır.
Üçüncü Vecih:
Evvelki âyet beşer için haşir ve kıyametin vücuduna işaret etmesi, sâmi'ce güya "Beşerin ne kıymeti vardır ki onun saadeti için kıyamet kopacak?" diye vârid olan sual, bu âyetle: "Arz
Yükleniyor...