muzari sîgasıyla zikredildiği halde, burada mazi sîgasıyla zikredilmiştir. Esbabı nedir?

C- Orada makam, iman ve amele teşvik ve medih makamıdır. Buna münasib, muzari sîgasıdır. Burada makam, mükâfat ve ücreti vermek makamıdır. Buna da münasib, mazi sîgasıdır. Çünki ücret, hizmetten sonra verilir.

وَ عَمِلُوا

: Bu "vav" harf-i atftır. Atfın tarafeyni arasında münasebet lâzım olduğu gibi, mugayeret de lâzımdır. Burada aralarında bulunan mugayeret, Mezheb-i İtizal'in hilafına, amelin imana dâhil olmadığına ve amelsiz imanın da kâfi gelmediğine delalet ettiği gibi; "amel" tabiri de, tebşir edilenin ücret gibi olduğuna işarettir.

الصَّالِحَاتِ

: Bu kelime, birşey ile takyid ve tahsis edilmeyerek, mutlak ve mübhem bırakılmıştır. Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abdüh'ün telakkisine göre: "İyi şeyler manasında olan "sâlihat" kelimesi, beyn-en nâs meşhur ve malûm olduğundan, mutlak bırakılmıştır." Ben de diyorum ki: Surenin başına itimaden burada mübhem bırakılmıştır. Çünki sure başında zikredilen

يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَ مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

âyeti, buradaki "sâlihat"ı beyandır.

اَنَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ

: Bu âyetten maksad, mükâfattan neş'et eden neş'eli lezzet ve sürurdur. Bu maksadın takviyesine işaret eden kayıdlar:

1-

اَنَّ

nin te'kidi.

2-

ل

ın ihtisası.

3-

لَهُمْ

ün takdimi.


Yükleniyor...