Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his

Ol namlı nebi, şanlı şehid Hazret-i Cercis

Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva

Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava

Hem âh, neden terkedilip Ravza-i Cennet

Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet

Nur şehri olan Tûr'da o dem Hazret-i Musa

Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella

Bir parça Zebur'dan okusa Hazret-i Davud

Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev'ud

Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler

Bilmem ki neden, hep işiten âh! diye inler

Mahluku bütün kendine râmetti Süleyman

Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman

Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes

Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses

Ol hangi acib sır ki, çıkar göklere İsa

Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yuda

Nur derdi için tahtını terkeyledi Edhem

Bir başkasının tahtı olur derdine merhem

Çok şahs-ı veli, nur ile hem etti kanaat

Çok şahs-ı denî, nur ile hem buldu keramet


Yükleniyor...