Dikkat ve Hafıza
• Bir şeyi unuttuğumuzda Üstad; “Ben tabiatperestliği inkâr ettiğim gibi, unutmayı da inkâr ediyorum. Unutma yoktur. Himmetsizsiniz” derdi.
• Hâfızanın, tecrübe ile âdeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hâfıza, zekânın en büyük sermayesidir.
• Tatbik edilmeyen tecrübeler, malumat yığınından başka bir şey değildir.
• İntiba ne kadar şiddetli olursa, hâfıza o kadar kuvvetli olur. Meselâ; heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.
• Hıfz, dikkat ve alâkanın gücü derecesinde kuvvetli olur.
• Çok defa kolayca öğrenilen şeyler çabuk unutulur
• Sarf edilen gayret, fikirde birçok bağların vücuda gelmesine sebep olur.
• Hafızada fasılalı tekrar, fasılasız tekrardan daha faydalıdır. Çünkü zihin, fâsılalar esnasında şuursuz bir surette o mevzu hakkında faaliyette bulunur.
İyi bir hafızanın bazı vasıfları şunlardır:
* Kolaylık ve çabukluk, yani az zamanda ve fazla zahmet çekmeksizin bir mevzuu anlama kabiliyeti.
* Sağlamlık, yani uzun zaman değişmemesi.
* Kavrayış, yani hafızanın mümkün olduğu kadar fazla şeyleri muhafaza etme kabiliyeti.
• Ezberleme ya aynen, ya mealen olur. Aynen ezberlemeyi itiyat etmemeli. Bir şeyin hulâsasını bellemek itiyadını kazanmalı.
• Zihnen çalışan insanlar, yalnız arzu ettikleri şeyleri hatırda tutmaya muvaffak olurlar.
• Biz dikkatimize -mevzumuzu tekrarlamak suretiyle- büyük mikyasta hâkim olabiliriz.
• İdrak ne kadar gayretle yapılmış ise, hıfz etme o nispette kuvvetli olur. Sarf edilen gayret, fikirler arasında bağların meydana gelmesine sebep olur. idrak zamanı ne kadar uzarsa, bellemek ihtimali o kadar ziyadedir.
• İntiba ne kadar tekerrür ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Birkaç defa görülen veya okunan eser, diğerlerinden daha ziyade hatırlanır. İntiba ne kadar vazıh ve berrak olursa, onu bellemek ve unutmamak imkânı o derece artar. Açık yazılmış makale, vazıh söylenen konferans gibi...
• Bir intiba hasselerimizden ne kadar fazlasını alâkadar ederse, hâfıza o nispette emniyetli olur. Bir defa yazmak, birkaç defa okumaya muadildir.
• Bir intibâ ne kadar fazla tedâî uyandırırsa, o nisbette iyi hıfz ve hatırlama olur. Te- lâhuk-u efkâr neticesinde zihin inkişaf eder.
• Mahfuzatımız zihnimizin sermayesidir. Hâfızasında sermaye olmayan bir zekâ, faydalı bir halde işleyemez.
• Anlayarak ve dimâğen hazmederek ezberlemeli.
• Aynen ezber, lisanda terakki ve inkişaf için faydalıdır.
• Mealen ezber, muhakeme kabiliyetini inkişaf ettirir.
• Hafıza fikirlerin tedâî’sine tâbidir. Muhtelif hâdiseler ne kadar muhtelif suret ve tarzlarda düşünülürse, o nispette kolay hıfz olunurlar
Hâfıza, alâkaya tâbidir. Hafızaya hâkim olan, alâkadır.
• Bir şeyi ezberledikten sonra vakit vakit tekrarlar yapmak zarureti vardır.
• Evvelce idrak edilmiş olan şeylerin zihinde teşekkülü, temsilî muhayyiledir. Hatıraları maziden şimdiye getirir
• Bir şeyi unuttuğumuzda Üstad; “Ben tabiatperestliği inkâr ettiğim gibi, unutmayı da inkâr ediyorum. Unutma yoktur. Himmetsizsiniz” derdi.
• Hâfızanın, tecrübe ile âdeta ihtisas peyda ettiği görülmektedir. Hâfıza, zekânın en büyük sermayesidir.
• Tatbik edilmeyen tecrübeler, malumat yığınından başka bir şey değildir.
• İntiba ne kadar şiddetli olursa, hâfıza o kadar kuvvetli olur. Meselâ; heyecanla öğrendiklerimizi unutamayız.
• Hıfz, dikkat ve alâkanın gücü derecesinde kuvvetli olur.
• Çok defa kolayca öğrenilen şeyler çabuk unutulur
• Sarf edilen gayret, fikirde birçok bağların vücuda gelmesine sebep olur.
• Hafızada fasılalı tekrar, fasılasız tekrardan daha faydalıdır. Çünkü zihin, fâsılalar esnasında şuursuz bir surette o mevzu hakkında faaliyette bulunur.
İyi bir hafızanın bazı vasıfları şunlardır:
* Kolaylık ve çabukluk, yani az zamanda ve fazla zahmet çekmeksizin bir mevzuu anlama kabiliyeti.
* Sağlamlık, yani uzun zaman değişmemesi.
* Kavrayış, yani hafızanın mümkün olduğu kadar fazla şeyleri muhafaza etme kabiliyeti.
• Ezberleme ya aynen, ya mealen olur. Aynen ezberlemeyi itiyat etmemeli. Bir şeyin hulâsasını bellemek itiyadını kazanmalı.
• Zihnen çalışan insanlar, yalnız arzu ettikleri şeyleri hatırda tutmaya muvaffak olurlar.
• Biz dikkatimize -mevzumuzu tekrarlamak suretiyle- büyük mikyasta hâkim olabiliriz.
• İdrak ne kadar gayretle yapılmış ise, hıfz etme o nispette kuvvetli olur. Sarf edilen gayret, fikirler arasında bağların meydana gelmesine sebep olur. idrak zamanı ne kadar uzarsa, bellemek ihtimali o kadar ziyadedir.
• İntiba ne kadar tekerrür ederse, hafıza o nispette emniyetli olur. Birkaç defa görülen veya okunan eser, diğerlerinden daha ziyade hatırlanır. İntiba ne kadar vazıh ve berrak olursa, onu bellemek ve unutmamak imkânı o derece artar. Açık yazılmış makale, vazıh söylenen konferans gibi...
• Bir intiba hasselerimizden ne kadar fazlasını alâkadar ederse, hâfıza o nispette emniyetli olur. Bir defa yazmak, birkaç defa okumaya muadildir.
• Bir intibâ ne kadar fazla tedâî uyandırırsa, o nisbette iyi hıfz ve hatırlama olur. Te- lâhuk-u efkâr neticesinde zihin inkişaf eder.
• Mahfuzatımız zihnimizin sermayesidir. Hâfızasında sermaye olmayan bir zekâ, faydalı bir halde işleyemez.
• Anlayarak ve dimâğen hazmederek ezberlemeli.
• Aynen ezber, lisanda terakki ve inkişaf için faydalıdır.
• Mealen ezber, muhakeme kabiliyetini inkişaf ettirir.
• Hafıza fikirlerin tedâî’sine tâbidir. Muhtelif hâdiseler ne kadar muhtelif suret ve tarzlarda düşünülürse, o nispette kolay hıfz olunurlar
Hâfıza, alâkaya tâbidir. Hafızaya hâkim olan, alâkadır.
• Bir şeyi ezberledikten sonra vakit vakit tekrarlar yapmak zarureti vardır.
• Evvelce idrak edilmiş olan şeylerin zihinde teşekkülü, temsilî muhayyiledir. Hatıraları maziden şimdiye getirir
Yükleniyor...