ve rumuzat-ı Kur'aniye, tebşirat-ı azîmeyi ihtiva etmesi itibariyle, kemal-i hassasiyetle takib ve tedkik olunmaktadır. Bundan dolayı nihayetsiz hürmet ve ta'zimatımı arzeder ve mübarek ellerinizden öperek, Cenab-ı Hakk'ın bize inkişaf-ı kalbî ihsan buyurması hususundaki dua-yı hayriyelerini istirham eylerim, sevgili Üstadım Efendim.

Re'fet

* * *


(Rüşdü'nün fıkrasıdır)

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

Pek kıymetdar ve pek muhterem Üstadım Efendim Hazretleri!

Nurlarıyla kara kalbimi nurlandırmış olduğunuz Mektubatınızdan, i'caz-ı Kur'anîden İhlas-ı Şerif, Muavvizeteyn, Fatiha-i Şerif surelerinin tevafukat-ı hurufiye sırlarını gösterir Yirmidokuzuncu Mektub'un Sekizinci Remzini din kardeşlerimle birlikte okuduk. Çok şükür, bin şükür elhamdülillah. Cenab-ı Vâcib-ül Vücud ve Tekaddes Hazretlerinin kelâmı olan Kur'an-ı Azîm-i Hakîm'in sırlarına hayret ve bütün kalbimle ve lisanımla "Allahümme nevvir kulûbena bi-nur-il imani ve-l Kur'an" dedim.

Üstadım, yeni tevafukatlı Kur'an-ı Azîmüşşan'ın baş tarafına, bu Remzin ilâvesi hak ve hakikatı ilân maksadına muvafık olsa da, okudukça doymak ve usanmak bilinmeyen ve her okudukça dünya lezzetinden bin kat fazla lezzet veren ve kararmış kalbleri nurlandıran ve bize bizim lisanımızla hallerimizi teşrih ve tarîk-ı hakkı gösteren risale-i pür-nurlarınızda da beraber ayrıca bulunması ve Kur'an-ı Hakîm'in başına mümkün olursa hem Arabçasının ve hem de Türkçesinin konulması muvafık olacağı zannındayım, Efendim Hazretleri.

Rüşdü

* * *


Yükleniyor...