Bu ulvî eserin sonuna Risale-i Nur şakirdleri namına bu âciz talebenizin ismini koymakla, sıddıkınızın yazılmış ve yazılacak bütün Risale-i Nur lemaatına karşı, tasdikte tereddüd etmeyeceğine işaret olduğunu, şükranla karşıladım.
Sure-i Rahman'daki
فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
âyet-i celilesindeki tekrarlar gibi, Risale-i Nur'un mebde-i neşrinden bu zamana kadar enva'-ı keramat ve gaybî i'caz izhar edilmekte ve bu feyizli hâdisat, Risale-i Nur şakirdlerini gayrete ve himmete teşvik eylemekle beraber, onları manevî silâhlarla teçhiz ederek, kuvve-i imanlarını tezyide vesile olmaktadır.
Allahü Zülcelal Kur'an-ı Keriminde, Peygamber-i Zîşan hadîs-i nebevîlerinde, Cihar-ı Yâr-ı Güzin, Sahabe-i Kiram ve Âl-i Beyt namlarına, Hazret-i Ali ve evlâdından Hazret-i Gavs kaside-i mübarekelerinde, fitne-i âhirzamandaki en mühim ve Kur'anî harekete remz, delalet, işaret, belki sarahatle parmak bastıklarını Risale-i Nur naşiri, bütün eserlerinde gösterir ve derslerinde tekrar tekrar söylerse, tereddüd ve şübheye zerre kadar mahal ve hak kalır mı? Aslâ ve kat'â. Allah'ın ihsanına yüzbinler hamd ü şükürler olsun.
Münasebet gelmişken tahdis-i nimet maksadıyla, mazhar olduğum, bütün acz ve noksanıma rağmen, gördürülmekte olan kudsî hizmetin şerefi, manevî vahdetteki ihlasın ikramı addedilmeye seza, gaybî himaye ve sıyaneti, Risale-i Nur şakirdleri kardeşlerime mücmelen arz u iblağ edeyim.
1- Allah'a malûm çok kusurlarımı bilmeyen büyük ve küçük bütün halkın hakkımdaki teveccühleri,
2- İktiza ettikçe, soruldukça, münasebet geldikçe, pervasızca daima aldığım derslerden, öğrendiğim hakikatları söylediğim halde, bütün meslektaşlarımın hakkımda muhabbet göstermeleri ve cevab verememeleri,
3- Ahkâm-ı diniyece gücüm yettiği kadar mutavaat gösterdiğimi bildiklerine ve gördüklerine rağmen, ekser meslek büyüklerimin hususiyet ve gidişlerini beğenmediğim halde, alenen takdirlerini izhar eylemeleri,
4- Elaziz'de maddeten hayli uzakta bulunmaklığıma rağmen, Risale-i
Sure-i Rahman'daki
فَبِاَىِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
âyet-i celilesindeki tekrarlar gibi, Risale-i Nur'un mebde-i neşrinden bu zamana kadar enva'-ı keramat ve gaybî i'caz izhar edilmekte ve bu feyizli hâdisat, Risale-i Nur şakirdlerini gayrete ve himmete teşvik eylemekle beraber, onları manevî silâhlarla teçhiz ederek, kuvve-i imanlarını tezyide vesile olmaktadır.
Allahü Zülcelal Kur'an-ı Keriminde, Peygamber-i Zîşan hadîs-i nebevîlerinde, Cihar-ı Yâr-ı Güzin, Sahabe-i Kiram ve Âl-i Beyt namlarına, Hazret-i Ali ve evlâdından Hazret-i Gavs kaside-i mübarekelerinde, fitne-i âhirzamandaki en mühim ve Kur'anî harekete remz, delalet, işaret, belki sarahatle parmak bastıklarını Risale-i Nur naşiri, bütün eserlerinde gösterir ve derslerinde tekrar tekrar söylerse, tereddüd ve şübheye zerre kadar mahal ve hak kalır mı? Aslâ ve kat'â. Allah'ın ihsanına yüzbinler hamd ü şükürler olsun.
Münasebet gelmişken tahdis-i nimet maksadıyla, mazhar olduğum, bütün acz ve noksanıma rağmen, gördürülmekte olan kudsî hizmetin şerefi, manevî vahdetteki ihlasın ikramı addedilmeye seza, gaybî himaye ve sıyaneti, Risale-i Nur şakirdleri kardeşlerime mücmelen arz u iblağ edeyim.
1- Allah'a malûm çok kusurlarımı bilmeyen büyük ve küçük bütün halkın hakkımdaki teveccühleri,
2- İktiza ettikçe, soruldukça, münasebet geldikçe, pervasızca daima aldığım derslerden, öğrendiğim hakikatları söylediğim halde, bütün meslektaşlarımın hakkımda muhabbet göstermeleri ve cevab verememeleri,
3- Ahkâm-ı diniyece gücüm yettiği kadar mutavaat gösterdiğimi bildiklerine ve gördüklerine rağmen, ekser meslek büyüklerimin hususiyet ve gidişlerini beğenmediğim halde, alenen takdirlerini izhar eylemeleri,
4- Elaziz'de maddeten hayli uzakta bulunmaklığıma rağmen, Risale-i
Yükleniyor...