etmek isteyip, kabir kapısında hatasını bildiği ve teveccüh-ü nâsa muhabbetten, firavun gibi gark olurken dönmek isteyip, kimseye müyesser olmadığını ve daha teferruatı ile o âlemleri bu lem'alar öyle tenvir ediyorlar ki, eğer murad-ı İlahî olsa, bu zamanın şöhretperest zındıkları da görselerdi, ellerindeki vücudlarına zemherir getiren buzları atıp, ihlas ile iman edip, Kur'an'ın elmas cevahirlerini alırlardı.

Muhterem Efendim! Keramet-i Aleviye Risalesi çok cihetlerle keramet olduğu gibi Risale-i Nur şakirdlerini intibaha ve teşvike, sa'y ü gayrete, cesaret ü şecaate sevk ile, hareket ettikleri yolda yalnız olmadıklarını ve karşılarında düşmanın yalnız onların düşmanı olmayıp, belki mazide duran ve bize pek yakından bakan ervah-ı âliyenin de düşmanı olup, o âlî ruhlar önümüzde pişdar, etrafımızda zırh gibi ve muhafız ve muavin olduklarını göstermekle, zaîflere kuvvet, havf edenlere cesaret ve şecaat, kavîlere refik oluyor ve her zaman bu risaleye herkesin ihtiyacını gösteriyor. Bu zamanın kisve-i ilmiye ve mümessil-i din ve rehber-i millet perdeleri ile ilmi eneye, dini dünyaya ve kendileri meyhaneye düşen ülema-üs sû'u haber vermekle, ehl-i iman ve irfanı insafa, ittifaka, ittihada davet ediyor.

Cümlemiz, hâk-i pây-i ekremîlerine yüzler sürerek, mübarek dest-ü dâmen-i kerimanelerini öperiz efendim.

اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى

İslâm Karyesi'nden Ali (R.H.)

Kuleönü'nden Ali

* * *


Yükleniyor...