fışkıran, nurlar saçan bir feyizdir. Şu kadar diyebilirim ki, ehl-i dalalet ve bid'aların en ileri gidenleri ve mülhidlerin en şeni'lerini bile imana getireceğine kanaatım var. Yeter ki ruhuna nüfuz edebilsin.
Çok şükür sevgili üstadımızın sayesinde ve teveccüh ve duasıyla bu Nurlardan mütenevvir ve mütena'im oluyoruz. Hele Gavs-ı A'zam Şeyh Geylanî Hazretlerinin keramat ve ihbarat-ı gaybiyesini hemşireniz o kadar lezzet ve muhabbetle dinliyor ki; üç sene evvelisi hastalığa tutulduğu vakit, o halinde ve kısmen aklı başında olmadığı zamanlar bahçede ağaçların dallarını tutup, "Ya Abdülkadir-i Geylanî! Ya Veysel Karanî, meded!" diye bağırıp sallanıyordu. Bu defa keramat ve ihbarat-ı gaybiyesini mufassal surette görmeye ve dinlemeğe muvaffak oldu. Bu risale-i şerife, fakire de ziyadesiyle tesir etti, sürur ve gözyaşlarını akıttı ve akıtmakta sa'y ü gayret etti. Mahmidet ve şevkimi artırdı. Şükrümü nasıl îfa edeceğimi bilemiyorum. Hâlık-ı Lemyezel Hazretlerine karşı vazife-i ubudiyetim noksan, iki cihan serveri Seyyid-il Mürselîn Fahr-i Âlem (Sallallahü Teâlâ Aleyhi Vesellem) Efendimize karşı ümmetlik vazifesinde kusur ve noksanım ziyade ve hizmet-i Kur'aniyeye karşı bihakkın sa'y ü gayret ve çalışmakta kusur ve noksanım çok olmakla beraber, fakiri siz üstadımla beraber bulundurup, hâdim-i Kur'an kardeşlerle birleştirip, hizmet-i Kur'aniyeden -velev ki bir bahr-i ummandan bir katre olsun- fakire hisse verilse, kendimi mes'ud ve bahtiyar addederim. Hamd ü sena ve şükrüme hadd ü pâyan göremem. Bütün okuduğum arkadaş ve kardeşlerin hepsi hep takdir ve tahsin ve tasdik ediyorlar ve kanaat-ı kâmilede bulunuyorlar. Hizmet-i Kur'ana şevk u gayretleri tezayüd ediyor ve bu kafilede ve bu dairedekilere gıbta ediyorlar. Cenab-ı Hâlık ümmet-i Muhammed'in kalblerine ilham versin, ruhlarını nurlandırsın, saadet-i dâreyn ihsan buyursun.
Kardeşiniz, fakir ve muhtaç
Âsım
* * *
Çok şükür sevgili üstadımızın sayesinde ve teveccüh ve duasıyla bu Nurlardan mütenevvir ve mütena'im oluyoruz. Hele Gavs-ı A'zam Şeyh Geylanî Hazretlerinin keramat ve ihbarat-ı gaybiyesini hemşireniz o kadar lezzet ve muhabbetle dinliyor ki; üç sene evvelisi hastalığa tutulduğu vakit, o halinde ve kısmen aklı başında olmadığı zamanlar bahçede ağaçların dallarını tutup, "Ya Abdülkadir-i Geylanî! Ya Veysel Karanî, meded!" diye bağırıp sallanıyordu. Bu defa keramat ve ihbarat-ı gaybiyesini mufassal surette görmeye ve dinlemeğe muvaffak oldu. Bu risale-i şerife, fakire de ziyadesiyle tesir etti, sürur ve gözyaşlarını akıttı ve akıtmakta sa'y ü gayret etti. Mahmidet ve şevkimi artırdı. Şükrümü nasıl îfa edeceğimi bilemiyorum. Hâlık-ı Lemyezel Hazretlerine karşı vazife-i ubudiyetim noksan, iki cihan serveri Seyyid-il Mürselîn Fahr-i Âlem (Sallallahü Teâlâ Aleyhi Vesellem) Efendimize karşı ümmetlik vazifesinde kusur ve noksanım ziyade ve hizmet-i Kur'aniyeye karşı bihakkın sa'y ü gayret ve çalışmakta kusur ve noksanım çok olmakla beraber, fakiri siz üstadımla beraber bulundurup, hâdim-i Kur'an kardeşlerle birleştirip, hizmet-i Kur'aniyeden -velev ki bir bahr-i ummandan bir katre olsun- fakire hisse verilse, kendimi mes'ud ve bahtiyar addederim. Hamd ü sena ve şükrüme hadd ü pâyan göremem. Bütün okuduğum arkadaş ve kardeşlerin hepsi hep takdir ve tahsin ve tasdik ediyorlar ve kanaat-ı kâmilede bulunuyorlar. Hizmet-i Kur'ana şevk u gayretleri tezayüd ediyor ve bu kafilede ve bu dairedekilere gıbta ediyorlar. Cenab-ı Hâlık ümmet-i Muhammed'in kalblerine ilham versin, ruhlarını nurlandırsın, saadet-i dâreyn ihsan buyursun.
Kardeşiniz, fakir ve muhtaç
Âsım
Yükleniyor...