çarklar misillü anasır-ı külliyenin insan aleyhine hareket ettiklerini ve mühlik mes'uliyetten kurtulmak ancak Kur'an-ı Hakîm'in daire-i kudsiyesine girmek ve Fahr-ül Mürselîn'e ittiba etmekle olacağını beyan ile insanı kendine veznettiriyorsunuz.
Onikinci İşaret ve dört sualin cevabının ihtiva ettikleri hakikatlar; bizi arasıra kendi hesabına çalıştırmak isteyen ve cüz'-i ihtiyar ile kendisinde bir varlık görüp, istihkaka göz diken ve şöhret ve hodfüruşluk tahakkümüyle, hebaen çalışan nebatî ve hayvanî nefs ü heva zincirlerini, altun makaslarla keserek halas buyuruyorsunuz.
Onüçüncü İşaret ve üç nokta ile her zaman hususuyla mübarek vakitlerde bizimle uğraşan ve bazı ye'se düşüren, yüzümüzün siyahlığını görmeyip, mü'min kardeşlerimizin ufak tefek çizgiler nev'inden karalarıyla onları, bütün siyahlıkla ittiham ettiren, Cenab-ı Hakk'ın rahmetini ve Gaffar ve Rahîm isimlerini tenkide cür'et eden ve bu yüzden büyük tahribatlara sebebiyet verdiren hizb-üş şeytanın kuvveti gösteriliyor.
Muhterem Üstadım! Bu işareti yazarken, vücud âlemine seyahata çıktım. İşarattaki noktalar bir müfettiş hükmüne geçti. İzah buyurulan kuvvetler yerinde görülüp, teslim-i silâh etmek üzere idiler. Bize bu kuvvetleri gösteren Kur'an-ı Hakîm'den istimdad ve feyzi, her hatvelerimde istiyordum. Ve bize bu esas hakikat-ı hayatın neticelerini, karanlıklarını gösteren üstadımız, muvaffakıyetimizi Cenab-ı Hak'tan dilemekte olduğu, her an kendini göstermektedir. Ve inşâallah halas edecektir.
Muhterem Üstadım! Bu onüç İşaret, onüç cevahir kümesini muhtevidir. Bunlardan bazılarını ipe çizip göstermekle ve çizmemekle ve görmemekle, o cevahir hazinesine ve cevherlerine bir nakîse gelmeyeceğinden eğri ve doğru çizmek istediğim cevherler, inşâallah hüsnünü zayi' etmez.
Ey sevgili Üstadım, ne kadar teşekkürat-ı vefîre îfa etsem ve hayli minnetdar olsam, yine îfa edemeyeceğime kail olduğumdan, dilerim Cenab-ı Hak'tan razı olacağınız kadar nail-i mükâfat eylesin. Âmîn bi-hürmeti Seyyid-il Mürselîn.
Hâfız Ali (R.H.)
* * *
Onikinci İşaret ve dört sualin cevabının ihtiva ettikleri hakikatlar; bizi arasıra kendi hesabına çalıştırmak isteyen ve cüz'-i ihtiyar ile kendisinde bir varlık görüp, istihkaka göz diken ve şöhret ve hodfüruşluk tahakkümüyle, hebaen çalışan nebatî ve hayvanî nefs ü heva zincirlerini, altun makaslarla keserek halas buyuruyorsunuz.
Onüçüncü İşaret ve üç nokta ile her zaman hususuyla mübarek vakitlerde bizimle uğraşan ve bazı ye'se düşüren, yüzümüzün siyahlığını görmeyip, mü'min kardeşlerimizin ufak tefek çizgiler nev'inden karalarıyla onları, bütün siyahlıkla ittiham ettiren, Cenab-ı Hakk'ın rahmetini ve Gaffar ve Rahîm isimlerini tenkide cür'et eden ve bu yüzden büyük tahribatlara sebebiyet verdiren hizb-üş şeytanın kuvveti gösteriliyor.
Muhterem Üstadım! Bu işareti yazarken, vücud âlemine seyahata çıktım. İşarattaki noktalar bir müfettiş hükmüne geçti. İzah buyurulan kuvvetler yerinde görülüp, teslim-i silâh etmek üzere idiler. Bize bu kuvvetleri gösteren Kur'an-ı Hakîm'den istimdad ve feyzi, her hatvelerimde istiyordum. Ve bize bu esas hakikat-ı hayatın neticelerini, karanlıklarını gösteren üstadımız, muvaffakıyetimizi Cenab-ı Hak'tan dilemekte olduğu, her an kendini göstermektedir. Ve inşâallah halas edecektir.
Muhterem Üstadım! Bu onüç İşaret, onüç cevahir kümesini muhtevidir. Bunlardan bazılarını ipe çizip göstermekle ve çizmemekle ve görmemekle, o cevahir hazinesine ve cevherlerine bir nakîse gelmeyeceğinden eğri ve doğru çizmek istediğim cevherler, inşâallah hüsnünü zayi' etmez.
Ey sevgili Üstadım, ne kadar teşekkürat-ı vefîre îfa etsem ve hayli minnetdar olsam, yine îfa edemeyeceğime kail olduğumdan, dilerim Cenab-ı Hak'tan razı olacağınız kadar nail-i mükâfat eylesin. Âmîn bi-hürmeti Seyyid-il Mürselîn.
Hâfız Ali (R.H.)
Yükleniyor...