Bununla beraber, bu bîçareye, bu mübarek eserinizle çok şeyler öğrettiniz. Bazı zaîf bilgilerimi takviye ettiniz. Mütalaalardan, musahabelerden ve va'z u nasihatlardan, muhtelif meslek ve meşreb erbabıyla hasbihallerden edindiğim bazı noksan kanaatları tashih ile sağlamlandırdınız.
Allah-u Zülcelal Hazretleri dünyevî ve uhrevî bütün matlub ve maksudunuzu ihsan, bilhâssa ümmet-i merhume-i Muhammediye (A.M.) hakkındaki dualarınızı dergâh-ı uluhiyetinde kabul buyursun. Hakikaten Kur'an'a, imana hizmetten başka bir şey düşünmeyen aziz ve muhterem Üstadımızı bu ümmete bağışlasın ve rıza-i İlahîsine nâil buyursun. Âmîn bi-hürmet-il Kur'an-il Mübin ve bi-hürmet-i İmam-il Mübin!
Bu nurlu mektubu okuduğum zevatın hepsi, muhteviyatını takdir ve tasdik ettiler ve eminim ki, çok istifade ettiler.
Aziz, müşfik Üstadım! Allah için size muhabbet eden bu âciz talebenizi, her vesile ile ikaz ve irşada çalışıyorsunuz. Manevî çok yüksek dersler veriyorsunuz. Fakat maddeten ve manen yakınınızda, şeref-i sohbetinizle müşerref ve hizmet-i Kur'an'a tevfik-i İlahî ile çok emekleri geçen, cidden çok muhterem ve çok kıymetli kardeşlerim gibi feyz alamıyorum. Bunu da isyan ve kusurumun fazlalığından ve muhitin, hâdisatın beni daima Nurlarla iştigale mani oluşundan ve çok yaman nefsimin ve cinn ve ins ve şeytanların hücumlarından biliyor ve bu sebeble bedbahtlığımı hissediyorum.
Gerçi mazhar olduğum ve -yüzbin kerre yazık ki- şükrünü yerine getiremediğim niam-ı İlahiye hadsizdir. Fakat her gün, her saat, hattâ her dakika ve sâniye bu fâni hayattaki nasîbimin kesildiğini ihtar etmekte olmasına rağmen, yine tamamen dünyadan elimi çekmekliğim mümkün olamıyor. Hazret-i Kur'an'a, sevgili Üstadıma çok kuvvetli merbutiyetim ve Nebiyy-i Efham (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Hazretlerinin getirdikleri Din-i Mübin'e ve Şeriata lâ-yetezelzel imanım, mübarek duanızla bu fakir-i pür-kusuru inşâallah hüsranda koymaz ümidi, yegâne tesellimi teşkil ediyor.
Bu mektubunuzda Yirmialtıncı Söz'ün Zeylinde bahis buyurulan ve alâ kadr-it tâka hükmüne tevfik-i harekete çalıştığım yol ki;
Allah-u Zülcelal Hazretleri dünyevî ve uhrevî bütün matlub ve maksudunuzu ihsan, bilhâssa ümmet-i merhume-i Muhammediye (A.M.) hakkındaki dualarınızı dergâh-ı uluhiyetinde kabul buyursun. Hakikaten Kur'an'a, imana hizmetten başka bir şey düşünmeyen aziz ve muhterem Üstadımızı bu ümmete bağışlasın ve rıza-i İlahîsine nâil buyursun. Âmîn bi-hürmet-il Kur'an-il Mübin ve bi-hürmet-i İmam-il Mübin!
Bu nurlu mektubu okuduğum zevatın hepsi, muhteviyatını takdir ve tasdik ettiler ve eminim ki, çok istifade ettiler.
Aziz, müşfik Üstadım! Allah için size muhabbet eden bu âciz talebenizi, her vesile ile ikaz ve irşada çalışıyorsunuz. Manevî çok yüksek dersler veriyorsunuz. Fakat maddeten ve manen yakınınızda, şeref-i sohbetinizle müşerref ve hizmet-i Kur'an'a tevfik-i İlahî ile çok emekleri geçen, cidden çok muhterem ve çok kıymetli kardeşlerim gibi feyz alamıyorum. Bunu da isyan ve kusurumun fazlalığından ve muhitin, hâdisatın beni daima Nurlarla iştigale mani oluşundan ve çok yaman nefsimin ve cinn ve ins ve şeytanların hücumlarından biliyor ve bu sebeble bedbahtlığımı hissediyorum.
Gerçi mazhar olduğum ve -yüzbin kerre yazık ki- şükrünü yerine getiremediğim niam-ı İlahiye hadsizdir. Fakat her gün, her saat, hattâ her dakika ve sâniye bu fâni hayattaki nasîbimin kesildiğini ihtar etmekte olmasına rağmen, yine tamamen dünyadan elimi çekmekliğim mümkün olamıyor. Hazret-i Kur'an'a, sevgili Üstadıma çok kuvvetli merbutiyetim ve Nebiyy-i Efham (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Hazretlerinin getirdikleri Din-i Mübin'e ve Şeriata lâ-yetezelzel imanım, mübarek duanızla bu fakir-i pür-kusuru inşâallah hüsranda koymaz ümidi, yegâne tesellimi teşkil ediyor.
Bu mektubunuzda Yirmialtıncı Söz'ün Zeylinde bahis buyurulan ve alâ kadr-it tâka hükmüne tevfik-i harekete çalıştığım yol ki;
Yükleniyor...