geldim. Bir ay sonra Burdur'u teşrif ile, bazı yevm sohbet-i irfaniyenizde bulunup ruhlarımıza gıda bahşolundu.

Şu tulûatımı arza ictisar ediyorum:

Halka-i hakikatta devrandadır ol mübarek Üstad

Kavuşturdular ruhunu, ervah-ı Enbiyaya ânın

Mest-i müstağrak olup hayrettedir ol mübarek Üstad

Mübarek Kur'an'ın dellâlısın dediler âna

Sözleri cândır, onu tutmayan ruhsuzdur hemân

Bütün söylediği nur-u hikmettir ânın

Mi'rac-ı ruhanîde devrandadır ol mübarek Üstad

Kalbim içre feyz-i Nur'un görmüşem hemân

İçi umman-ı vahdette, dışı sahra-yı kesrette görünür Üstad

Dünyada, uhrada refik olalım âna

Umarım Mevlâm ihsan eder biz âciz kullarına

Nasuhizade Mehmed, söyledi hemân bu sırları

Hazine-i Kur'an'ın bir miftahıdır Hazret-i Üstad.

Nasuhizade Şeyh Mehmed

* * *


(Âsım Bey'in fıkrasıdır)

Muhterem Üstadım Efendim Hazretleri!

Bu arîzamı takdim ve tasdîa iki sebeb-i mücbir hasıl oldu:

Birincisi:

Sevgili Üstadımın geçenki iltifatnamelerinin bir fıkrasında buyuruluyor ki: "Bu fakir ile aziz kardeşim Hüsrev gibi yüksek, ciddî, hâlis kardeş ve talebelerimi, âhir-i ömrümüze kadar hizmet-i Kur'an'da daim eylesin."

Muazzez Üstadımın bu dua, bu niyaz ve himmetlerine bütün mevcudiyetimle âmîn dedim ve daima da diyorum. Ve Cenab-ı Lemyezel Hazretlerine de daima niyazım budur. Ve pek muhterem ve pek sevdiğim Üstadımın dua ve himmeti sürur, sevinç gözyaşlarımı akıttırıyordu. Bu fıkra ve cümleyi takib eden ikinci fıkra ki; aynen yazıyorum:

"Ve ben öldüğümde sizi arkamda vâris bırakarak ferah ile kedersiz kabrime girmek rahmet-i İlahiyeden ümid ederim." Burası beni çok düşündürdü ve hiçbir dakika üstadımın bu arzu, bu taleb ve


Yükleniyor...