Afvınıza mağruren şunu diyeceğim ki: Madem manevî cihad zamanıdır, muvazzaf askeriz ve askerlikten lezzet aldığımızı söylüyoruz; düşman hem dessas, hem surî kuvvetlicedir. Kılınç hasma göre çekilir düsturuyla, sizin telaşsız ve ârâmsız sa'yiniz göz önünde iken cephemize hile tuzağı addedilen hubb-u câh ve sermaye-i dünya gibi çok cazibedar şeylerle bizi aldattıklarını bilmeliyiz. Ve cepheyi bırakıp, âfil şeylere aldanıp, çok mübarek ve mukaddes şeylerin ayak altında kalmasına sebebiyet vermemek için, ancak ve ancak Cenab-ı Kibriya'nın azamet ve kudretinden ve şümullü rahmetinden ve Şah-ı Levlâk'in himmet-i âmmesinden ve Zât-ı Üstadanelerinin makbul ed'iyelerinden gece ve gündüz hissemend olmamızı niyaz ediyorum ve böyle imanım var ve her dakika ârâmsız bekliyorum.

Hâfız Ali

(Rahmetullahi Aleyh)

* * *


(Hulusi Bey'in bir fıkrasıdır)

Yirmidokuzuncu Mektub'un Yedinci Kısmı

1- Şeair-i İslâmiyenin tağyirine aslâ razı olmayan ve tahammül edemeyerek kulaklarını tıkayanların kanaatlerindeki isabete kat'î bir hüccet.

2- Tevilkârane "zahirî muvafakat gösteriyorum" iddiasında bulunanları, birinci zümreye ilhak ettirecek müessir bir kuvvet.

3- Ülema-üs sû' ahzabına şedid bir tokat.

4- Muhtelif nam ve vesilelerle, dinsizlik gayesiyle bid'alar çıkaranlara, kahir bir darbe-i kudret ve tavk-ı lanet.

5- Beşinci ve Altıncı İşaretler, ıslah-ı âlemin bizzât Hazret-i Mehdi'nin zuhuruna vâbeste olduğuna kanaat eden zümreden, bu zât-ı âlîşanın dahi bu emirde muktedir olmasında şübhe duyanların, bu vehimlerini bertaraf edecek, itimadlarını temin edecek, gayet kuvvetli güneş gibi bir hakikat.

6- Yedinci İşaret, bu asrın en makul mücahedesinin nasıl yapılmak iktiza ettiğine delalet eden, mahz-ı hikmet gibi hâssaları câmi'dir.

Yükleniyor...