Ulukışla’da iftar vakti olmuş, geçmişti. Üstâd bir şeyler yemek istedi. Zübeyr ağabey lokantadan biraz pirinç pilavı aldı ve yolumuza devam ettik. Pozantı’yı geçtikten sonra, bir tren yolu bekçisi kulübesinde Üstâd’ın pirincini süzdük, ısıttık. Üzerine bir yumurta kırdık, biraz da yoğurt kattık. Üstâd araba içinde bir tek kaşık aldı, başka yiyemedi. Boğazından geçmiyordu.
( * ) Bilahere Niğdeli olan bu Cemil Keleşoğlu, Demokratlarla beraber taht-ı tevkife alındı.Hapiste iken, intihar için bileklerini kesti ve öldü. A.B.
(181) Hazret-i Üstâd’ın “Bunlar”dan muradı bazı gafil Demokratlardı. Üstâd bir nevi burayı terketti, gitti vefat etti. ışler de karıştı, tokat da yediler A.B.
Adana’dan geçtik. Üstâd’la beraber yatsı namazını Ceyhan’da kıldık. Hüsnü kardeşimiz arabayı kullandığı için burada biraz uyudu. Sonra devam ettik.
Sahur vaktinde Osmaniye’ye geldik, burada bir şeyler yedik. Üstâd’ımız hiç bir şey yemedi. Sabah namazını da Alman pınarında kıldık. Üstâd namazını ancak araba içinde kılabildi.
GÂVUR DAşI NUR DAşI
O güne kadar bu dağa “Gâvur Dağı” denilmiş. Bugünden itibaren ona “Nur Dağı” diye isim verildi...
Ve sabah 7,30 sıralarında Gaziantep’e vardık. Urfa yolunu sorduk ve devam ettik.
URFADAYIZ
Urfa’ya girdiğimizde 21.4.1960 Pazartesi günü saat sabah 10-11 civarı idi. ılk önce Dergâhın önünden geçtik, Üstâd’a Dergâhı gösterelim diye... Fakat Üstâd’ımız çok hasta idi, bakamadı.
Doğruca Kadıoğlu Camiine gittik. Zübeyr ağabey koştu, Abdullah ağabeyi çağırmaya gitti. Üstâd çok acele ediyordu, “Beklemeye vaktim yok” diyordu. Abdullah ağabey geldi. Temiz bir otel sorduk. “ıpek Palas” denildi.
Hemen gittik, saat tam 12 idi. Üstâd’ı üçüncü kata çıkarttık. Merdivenlerden çıkarırken Üstâd’ımız kollarımızın arasından yere yığıldı. Biz hemen kaldırdık, götürüp yatağına yatırdık. Oda numarası 27 idi.
Otelcinin hali
Otel müsteciri Mahmut Efendi, ilk başta Üstâd’ın ismini duyunca, biraz telâş gösterir gibi oldu. Sonra gelip Üstâd’ın yüzünü görünce, birden bire hareketlendi ve hizmet etmeye başladı.
URFA’LILARIN TEHACCÜMÜ
(Üstâd’la beraber gelmiş üç sıddık hizmetkârlarının rivayetleriyle, Urfa’daki Abdullah Yeğin ağabeyin ve diğer bazı Urfa’lıların rivayetlerini de birleştirerek naklediyoruz)
( * ) Bilahere Niğdeli olan bu Cemil Keleşoğlu, Demokratlarla beraber taht-ı tevkife alındı.Hapiste iken, intihar için bileklerini kesti ve öldü. A.B.
(181) Hazret-i Üstâd’ın “Bunlar”dan muradı bazı gafil Demokratlardı. Üstâd bir nevi burayı terketti, gitti vefat etti. ışler de karıştı, tokat da yediler A.B.
Adana’dan geçtik. Üstâd’la beraber yatsı namazını Ceyhan’da kıldık. Hüsnü kardeşimiz arabayı kullandığı için burada biraz uyudu. Sonra devam ettik.
Sahur vaktinde Osmaniye’ye geldik, burada bir şeyler yedik. Üstâd’ımız hiç bir şey yemedi. Sabah namazını da Alman pınarında kıldık. Üstâd namazını ancak araba içinde kılabildi.
GÂVUR DAşI NUR DAşI
O güne kadar bu dağa “Gâvur Dağı” denilmiş. Bugünden itibaren ona “Nur Dağı” diye isim verildi...
Ve sabah 7,30 sıralarında Gaziantep’e vardık. Urfa yolunu sorduk ve devam ettik.
URFADAYIZ
Urfa’ya girdiğimizde 21.4.1960 Pazartesi günü saat sabah 10-11 civarı idi. ılk önce Dergâhın önünden geçtik, Üstâd’a Dergâhı gösterelim diye... Fakat Üstâd’ımız çok hasta idi, bakamadı.
Doğruca Kadıoğlu Camiine gittik. Zübeyr ağabey koştu, Abdullah ağabeyi çağırmaya gitti. Üstâd çok acele ediyordu, “Beklemeye vaktim yok” diyordu. Abdullah ağabey geldi. Temiz bir otel sorduk. “ıpek Palas” denildi.
Hemen gittik, saat tam 12 idi. Üstâd’ı üçüncü kata çıkarttık. Merdivenlerden çıkarırken Üstâd’ımız kollarımızın arasından yere yığıldı. Biz hemen kaldırdık, götürüp yatağına yatırdık. Oda numarası 27 idi.
Otelcinin hali
Otel müsteciri Mahmut Efendi, ilk başta Üstâd’ın ismini duyunca, biraz telâş gösterir gibi oldu. Sonra gelip Üstâd’ın yüzünü görünce, birden bire hareketlendi ve hizmet etmeye başladı.
URFA’LILARIN TEHACCÜMÜ
(Üstâd’la beraber gelmiş üç sıddık hizmetkârlarının rivayetleriyle, Urfa’daki Abdullah Yeğin ağabeyin ve diğer bazı Urfa’lıların rivayetlerini de birleştirerek naklediyoruz)
Yükleniyor...