Üçüncüsü: Uzun zaman Nur-u Osmaniye Camiinde imamlık yapmış ENVER CEYLAN Hoca demiştir:
“1952’de Üstâd’ı ilk ziyaretimden bir kaç gün sonra, talebeleriyle birlikte vazifeli bulunduğum şişli camiinde namaza gelmişlerdi. Sirkeci civarındaki kalabalıktan, halkın tehaccümünden kaçtığını, sâkin bir cami olduğu için bizim camiye geldiğini bize söylediler. Üstâd’ın namaz kılışına dikkat ettim; namazı yavaş yavaş kılmıyordu. Keskin hareketlerle kılıyordu. Çevik, tam bir delikanlı gibi kılıyordu...”(169)
Dördüncüsü: İstanbul’da Risale-i Nur’un neşriyat işinde büyük emeği sebkat etmiş Bursa-İnegöl kazasından Mehmet Fırıncı adıyla maruf Mehmet Nuri Güleç der ki:
(166) Son şahitler-1, s: 394.
(167) Aynı eser, s: 254.
(168) Son şahitler-2, s: 252.
(169) Son şahitler-2, s: 190.
“1952’de bir cuma günüydü. Hazret-i Üstâd’ın yanına otele gittim. Hiç kimse yoktu. Kapısını vurdum. Üstâd beni görünce: “Çok iyi oldu geldin...” dedi ve “Seninle cumaya gidelim.” dedi. Biz Üstâd’la tam çıkarken, Salih Özcan’la Osman Köroğlu geldiler. Üstâd odasının anahtarını bana vererek: “Sen burada nöbetçi kal” dedi. Onlar cumaya gittiler, geldiler...”(170)
Yine Mehmet Fırıncı anlatıyor:
“1953’de Üstâd Marmara Palas otelinde iken, bir cuma günü cuma namazına yakın bir saatte Üstâd’ın oteline gittim. Üstâd’ı görürüm diye... Otele gittiğimde, Üstâd’ın otelden ayrıldığını otel hademesi söyledi...”(171)
Yine Mehmet Fırıncı’dan:
“1953 yaz günleri idi, bir cuma günü Üstâd’a gittim. Fakat çıkmış, nereye gittiğini öğrenemedim. Ben de Beyazid Camiine gittim. Namazdan sonra baktım; Üstâd Hazretleri yanında Muhsin Alev ve bizim birader olduğu halde camiden birlikte çıktılar...”(172)
Beşincisi:Hz.Üstâda Emirdağda mihmandarlık yapmış”Çalışkanlar” ailesinden Hasan Çalışkan derki:
“Üstâd Bediüzzamanla, Emirdağ çarşı Camiinde aynı safta sayısız defalar Cuma namazı kıldık (Son şahitler-4, sh. 75)
Altıncısı: 1950’lerden beri Risale-i Nur dairesinde hizmet etmiş ve bu yolda hapisler ve çileler çekmiş, Maraşlı Mustafa Ramazanoğlu derki;
“1952de Üstâd’ı, İstanbul Fatih Camii’nde namaz kılarken gördüm. (S. şahitler-4, sh. 224)
“1952’de Üstâd’ı ilk ziyaretimden bir kaç gün sonra, talebeleriyle birlikte vazifeli bulunduğum şişli camiinde namaza gelmişlerdi. Sirkeci civarındaki kalabalıktan, halkın tehaccümünden kaçtığını, sâkin bir cami olduğu için bizim camiye geldiğini bize söylediler. Üstâd’ın namaz kılışına dikkat ettim; namazı yavaş yavaş kılmıyordu. Keskin hareketlerle kılıyordu. Çevik, tam bir delikanlı gibi kılıyordu...”(169)
Dördüncüsü: İstanbul’da Risale-i Nur’un neşriyat işinde büyük emeği sebkat etmiş Bursa-İnegöl kazasından Mehmet Fırıncı adıyla maruf Mehmet Nuri Güleç der ki:
(166) Son şahitler-1, s: 394.
(167) Aynı eser, s: 254.
(168) Son şahitler-2, s: 252.
(169) Son şahitler-2, s: 190.
“1952’de bir cuma günüydü. Hazret-i Üstâd’ın yanına otele gittim. Hiç kimse yoktu. Kapısını vurdum. Üstâd beni görünce: “Çok iyi oldu geldin...” dedi ve “Seninle cumaya gidelim.” dedi. Biz Üstâd’la tam çıkarken, Salih Özcan’la Osman Köroğlu geldiler. Üstâd odasının anahtarını bana vererek: “Sen burada nöbetçi kal” dedi. Onlar cumaya gittiler, geldiler...”(170)
Yine Mehmet Fırıncı anlatıyor:
“1953’de Üstâd Marmara Palas otelinde iken, bir cuma günü cuma namazına yakın bir saatte Üstâd’ın oteline gittim. Üstâd’ı görürüm diye... Otele gittiğimde, Üstâd’ın otelden ayrıldığını otel hademesi söyledi...”(171)
Yine Mehmet Fırıncı’dan:
“1953 yaz günleri idi, bir cuma günü Üstâd’a gittim. Fakat çıkmış, nereye gittiğini öğrenemedim. Ben de Beyazid Camiine gittim. Namazdan sonra baktım; Üstâd Hazretleri yanında Muhsin Alev ve bizim birader olduğu halde camiden birlikte çıktılar...”(172)
Beşincisi:Hz.Üstâda Emirdağda mihmandarlık yapmış”Çalışkanlar” ailesinden Hasan Çalışkan derki:
“Üstâd Bediüzzamanla, Emirdağ çarşı Camiinde aynı safta sayısız defalar Cuma namazı kıldık (Son şahitler-4, sh. 75)
Altıncısı: 1950’lerden beri Risale-i Nur dairesinde hizmet etmiş ve bu yolda hapisler ve çileler çekmiş, Maraşlı Mustafa Ramazanoğlu derki;
“1952de Üstâd’ı, İstanbul Fatih Camii’nde namaz kılarken gördüm. (S. şahitler-4, sh. 224)
Yükleniyor...