bir anda altı üstüne gelir. Bizi Âlem-i İslâm’dan, Pakistan’dan çağırıyorlar. Eğer biz burayı bırakıp gitsek, bir anda altı üstüne gelir. Burayı biz muhafaza ediyoruz” diye ders vermişti.

Yine merhum Tahsin Tola demiş ki:

“Adnan Menderes’in Londra seyahati (Bu seyahat 17 şubat 959’da oldu) sırasında, Üstâd çok telâşlanmıştı. Ali İhsan Tola ile Atıf Ural’ı Menderes’e göndermişti. Seyahatini te’hir etmesini istiyordu. Arkadaşlar, Menderes İstanbul’a gittiği için görüşemediler. Dolayısıyla Üstâd’ın çok mühim olan bu arzusunu Menderes’e ulaştıramadık.”(127)

ÜSTÂD’IN HİZMETKÂRLARI

Üstâd’ın hizmetkârları aşağı yukarı hepsi kat’iyet ve külliyetle hükmeder, derler ki:

“Üstâd’ımız bizim hatırat-ı kalbimizi bizden ziyade okur, bizim haberimiz olmadan bizi ikaz için ufacık bir meseleyi bahane ederek, şiddetle bize ders verir, ikaz ederlerdi. Günler geçtikten sonra, mübarek Üstâd’ımızın ikaz ettiği aynı şeylerle karşılaşır, aklımız başımıza gelirdi.. Ve Fesübhanallah bu meseleden dolayı Üstâd bize ders vermişti derdik.”(128)

Eskişehir’li Hacı Ömer Biçer söylemiş:

“(1952 Eskişehir zelzelesi olacağı günler) Son günlerde Hazret-i Üstâd Kanlıpınar sırtlarına kadar gelir, oradan geri dönerdi. Bunun sebebini, bilâhare meydana gelen Eskişehir zelzelesine bağlıyoruz.

(127) Son şahitler, s: 397.

(128) Son şahitler-3, s: 397.

Bir akşam Halil Delice’nin evinde toplanmış çaylarımızı içip, Risale okuyacaktık. Birden zelzele başladı ve ortalık toz duman oldu. Bir gün sonra Üstâd Hazretleri Eskişehir’e gelmiş ve şöyle demişti:

“Erzincan zelzelesinden daha büyük idi. Fakat manevi bir el zelzeleye mani oldu. Elhamdülillah fazla bir zayiat olmadı.”(129)

Eskişehir’li Muhyiddin Yürüten aynı zelzele hadisesi hakkında şöyle demiştir:

“Eskişehir zelzelesinden önceki günlerde, Üstâd sık sık Emirdağ’dan Eskişehir’e gelir. Bazen bir saat, bazen iki saat kalır, giderdi. Bu arada bizimle konuşur ve: “Bir sıkıntınız var, tedbirli olun, ihtiyatlı davranın!” şeklinde ikazlar yapardı.

Yükleniyor...