hazır bulundukları bir yerde 11.11.984’de anlatmıştır).

“Taceddin demiş:1953’lerde Üstâd Hazretlerinin emirleri üzerine İran’a bazı Nur Risaleleri götürmek icabediyordu. Ben bir miktar risaleler yanıma alarak İran’a geçmek üzere, pasaportsuz kaçak hududdan geçmek isterken; İran askerleri beni gördüler ve müthiş bir yaylım ateşine tuttular. Ben geri kaçmaya başladım. Fakat bakıyordum, kurşunlar sağımı solumu toz duman içinde bıraktıkları halde bana değmiyor, adeta üstümden kayıyorlardı. Ben koşarak huduttan geri uzaklaştım. Bana hiç bir şey olmadı.

Bu hadiseyi bir ben, bir de Allah biliyordu. Hiç kimseye açmamıştım. Bilâhare bir gün Çaycı Emin Ağabey Üstâd’ın ziyaretine gitmiş. Hazret-i Üstâd Çaycı emin Ağabeyden bazı hal hatır sorduktan sonra; “Taceddin’i görüyor musun? Ne haldedir?” diye sorar.

Çaycı Emin Ağabey de Üstâd’a, ara sıra beni gördüğünü hal ve durumumun iyi olduğunu söylermiş.O esnada Üstâd Hazretleri elini ağzına siper ederek gülmeye başlamış ve demiş ki: “Emin, sen Taceddin’in kurşun yağmurundan nasıl kaçtığını bir görseydin!.. diyerek” tebessümlerini izhar etmişler.

(107) Hususi hatıra defteri sıra No: 9

(108) Hususi hatıra defteri sıra No:14

(109) Hususi hatıra defteri sıra No:19

(110) Hususi hatıra defteri sıra Nd: 19

Sonra Çaycı Emin Ağabey Van’a döndüğünde beni gördü, sordu: “Taceddin, sen herhangi bir kurşun yaylım ateşine hedef oldun mu? Nedir hadise?...” Ben ise; yok öyle bir şey olmadı.

Çaycı Emin Ağabey: “Yahu bunu Hazret-i Üstâd söyledi” dedi. Ben: Sahi, o mu söyledi? dedim.

Çaycı Emin Ağabey: “Evet o söyledi” dedi.

Ben “bu hadiseyi ne Üstâd’a, ne de başka hiç bir kimseye açmamıştım” dedim ve hadiseyi olduğu gibi kendisine de anlattım.”(111)

Arvasilerden eski Gevaş Müftüsü şeyh ıhsan Ali’nin anlattıkları:

“Ben 1953’de İstanbul’a gitmiştim. Hacı Muhabbetullah’ın evinde kalıyordum. Ben ev sahibime dedim ki: “Üstâdı görmek istiyorum. Hacı Muhabbetullah bir gün önceden benim için izin aldı. İkinci günü beraberce gittik. Edirnekapı tarafında bir dershane vardı. Üstâd oradaydı. Kapıda bir talebesi bizi karşıladı ve Üstâd ziyaretçi kabul etmiyor dedi.. Hacı Muhabbetullah: “Biz daha önceden izin almışız” dedi. Bunun üzerine içeri alındık. ıçeri girince, Üstâd, bizi ayakta karşıladı ve “Arvasilere müsaade mi olur? Onlar serbesttir” dedi. Ben elini öpmek istedim, Üstâd bizi oturttu. Çok iltifat etti. Oradaki talebelerine bizim için

Yükleniyor...