6- Hazret-i Üstâd ve cuma namazı ile ilgili hususlar...
şimdi sıra ile, bu başlıklar altında topladığımız, Üstâd’dan gelen, duyulan ve görülen rivayetleri taksim ederek kaydetmeye çalışacağız. Ancak tarih ve isimlerin öncelik ve kıdem sırasını tertibe koyamadan birer hülâsa ve meallerini alabileceğiz:
BİR ÇEŞİT GAYB SAYILAN BAZI HUSUSİ HADİSELERİ İHBAR EDİCİ ÜSTÂD’IN BEYANLARI:
Üstâd’ın yeğeni Suat İnlükul anlatıyor:
“1959 yılında amcamın ziyaretine gitmiştim. ıçeri girer girmez Tahiri Mutlu ve Zübeyr Ağabeyler “gel Suat Üstâd seni bekliyor” dediler. Ben Üstâd’ın haberi varmı geleceğimden? diye sordum.
Zübeyr Ağabey: “Senin geleceğini Üstâd bize söylemişti dedi. ımtihanlara girmiş, kazanmıştım. Polis olmak arzu ediyordum. Seyda’yı ziyaretimde bu arzumdan bahsetmiştim. Fikrini öğrenmek istedim. Seyda şu cevabı verdi: “Bizden de bir polis olsun.”
Bunun üzerine “Eğer âmir olamazsam ayrılacağım, âmir olmak arzu ediyorum “ dedim.
Üstâd cevaben: “Yok yok!.. Ayrılma, âmir olursan da üzülme? şayet âmir olursan tevkif edilebilirsin, ama yine üzülme!”
Bu görüşme hadisesinden sonra polis olmuş ve 1971 hadiselerinde Eskişehir’de vazife yapıyordum. Anarşistleri topluyorduk. Bir savcı ile takıştık. Netice de soluğu hapishanede aldım. İç ay içerde kaldım...”(102)
Ağrılı Celal Başer anlatıyor (Gazeteci):
“Üstâd’ı ilk ziyaretimdi. Memleketteki bazı kimselerden sordu. Sonra benim durumumu sordu. Mahkûmiyetimi ve tashih-i karar için İstanbul’a gideceğimi söyledim. Üstâd cevaben:
“İnşaallah iyi olur. Günahlarına keffaret olur...”
Ben İstanbul’a gittim, Avukat Abdurrahman şeref laç vasıtasıyla tashih-i karar için müracaatta bulunduk ise de, Üstâd’ın dediği gibi, “Günahlaınmıza keffaret” altı ay hapis kaldık.”
Celal Başer, Üstâd’ı son ziyaretinde vuku’ bulan bir hadiseyi de şöyle anlatıyor:
“1960 yılı şubat sonlarında, son ziyaretimde idi. Üstâd’la görüştüğümüzde bana çok iltifatlarda bulundu. Gazetemi (Demokrat Ağrı ismindeki gazetemi) medhetti. Uzun dersler verdi. Dersin sonunda bana: “Buradan çıkar çıkmaz, Isparta’dan ayrıl. Burada durma!”dedi.
şimdi sıra ile, bu başlıklar altında topladığımız, Üstâd’dan gelen, duyulan ve görülen rivayetleri taksim ederek kaydetmeye çalışacağız. Ancak tarih ve isimlerin öncelik ve kıdem sırasını tertibe koyamadan birer hülâsa ve meallerini alabileceğiz:
BİR ÇEŞİT GAYB SAYILAN BAZI HUSUSİ HADİSELERİ İHBAR EDİCİ ÜSTÂD’IN BEYANLARI:
Üstâd’ın yeğeni Suat İnlükul anlatıyor:
“1959 yılında amcamın ziyaretine gitmiştim. ıçeri girer girmez Tahiri Mutlu ve Zübeyr Ağabeyler “gel Suat Üstâd seni bekliyor” dediler. Ben Üstâd’ın haberi varmı geleceğimden? diye sordum.
Zübeyr Ağabey: “Senin geleceğini Üstâd bize söylemişti dedi. ımtihanlara girmiş, kazanmıştım. Polis olmak arzu ediyordum. Seyda’yı ziyaretimde bu arzumdan bahsetmiştim. Fikrini öğrenmek istedim. Seyda şu cevabı verdi: “Bizden de bir polis olsun.”
Bunun üzerine “Eğer âmir olamazsam ayrılacağım, âmir olmak arzu ediyorum “ dedim.
Üstâd cevaben: “Yok yok!.. Ayrılma, âmir olursan da üzülme? şayet âmir olursan tevkif edilebilirsin, ama yine üzülme!”
Bu görüşme hadisesinden sonra polis olmuş ve 1971 hadiselerinde Eskişehir’de vazife yapıyordum. Anarşistleri topluyorduk. Bir savcı ile takıştık. Netice de soluğu hapishanede aldım. İç ay içerde kaldım...”(102)
Ağrılı Celal Başer anlatıyor (Gazeteci):
“Üstâd’ı ilk ziyaretimdi. Memleketteki bazı kimselerden sordu. Sonra benim durumumu sordu. Mahkûmiyetimi ve tashih-i karar için İstanbul’a gideceğimi söyledim. Üstâd cevaben:
“İnşaallah iyi olur. Günahlarına keffaret olur...”
Ben İstanbul’a gittim, Avukat Abdurrahman şeref laç vasıtasıyla tashih-i karar için müracaatta bulunduk ise de, Üstâd’ın dediği gibi, “Günahlaınmıza keffaret” altı ay hapis kaldık.”
Celal Başer, Üstâd’ı son ziyaretinde vuku’ bulan bir hadiseyi de şöyle anlatıyor:
“1960 yılı şubat sonlarında, son ziyaretimde idi. Üstâd’la görüştüğümüzde bana çok iltifatlarda bulundu. Gazetemi (Demokrat Ağrı ismindeki gazetemi) medhetti. Uzun dersler verdi. Dersin sonunda bana: “Buradan çıkar çıkmaz, Isparta’dan ayrıl. Burada durma!”dedi.
Yükleniyor...