Hatta otuzbeş senedenberi cevşeni her gün okuduğum halde ve tavsiyemle çok Nurcuların vird gibi okudukları halde, sevabına dair o parçayı üç dört defa okumamışım. Çünki sevab noktasında o mümkin ferde mazhar olmak kendimden gayet yüksek gördüğümden, o hadsiz derece haddimden yüksek makama elimi uzatamadım. Zaten nurun mesleğinde bu nevi netaic-i uhreviyeyi amel vaktinde ille-i gaye ve maksad-ı aslî yapmamak gerektir. Belki ihsan-ı ilâhî olarak bir kayd-ı intizarla bakar. Yoksa niyet nazarıyla baksa, ihlâs-ı hakikî zedelenir.
Umuma binler selâm.
Elbaki Hüvelbaki
SAİD-İ NURSİ
(Haşiye): Çünkü bu, Peygamber Aleyhisselâm’ın makamına ait esrardır. Cevşen’in en yüksek hakikatına bakan harika feyizlerdir. Bu makama mazhar olmak pek çok şerait var, pek çok derecat var. Hem Cevşen’in kıraatinde böyle harika fazilet mümkindir, bulunabilir Yoksa küllî ve daimî değildir.
Said-i Nursi(51)”
Cevşen-ül Kebir’in fazilet ve sevabları hakkında vürud eden hadislerin mânâ ve hakikatlarını, ayınca Emirdağ-1 hayatında “Umumî akideye müteallik bazı mevzular” bölümünde de çok muazzam bir izahı dercetmişizdir. Bu izah Emirdağ lahikası eski aslı sahife 240’da ve ayrıca da yeni yazı Emirdağ-1 sahife 159’da mevcuttur, bakılabilir.
Yükleniyor...