mücahid muhafızları diye kardeş gibi mesrurane kabul ettim. Hatta beni Ankara’dan çevirmelerini de kabul ettiğim gibi, hakkımda bir inayet-i ilâhiyyeye vesile olmaları cihetiyle Allah’a şükrettim ve kemal-ı ferahla Ankara’dan döndüm.

Salisen: Her yerde Risale-i Nur’un intişarı ve okunması ve pek fazla müştakları bulunması dolayısıyla, benimle görüşmek ve konuşmak ve davet etmek arzu ediyorlardı. Bu vaziyette yirmi vilâyete gitmemin zarureti vardı. Ancak Risale-i Nur’un tab’edildiği yerler olan Ankara, İstanbul ve Konya’ya gittim.

Ben yalnız Hükûmete derim ki: Hakkımdaki bu muamele, bir inayet ve rahmet-i ilâhiyyeye bir vesile oldu, sıkılmıyorum. Yalnız benim yirmi sene(43) kaldığım Isparta vilâyetinde iki senelik kira ettiğim bir evim ve orada bazı eşyalarım var. Oranın havası da bir parça hastalığıma yarıyor. Hükûmetin müsaadeleri ile bir ay Emirdağ’ında, bir ay da kiraladığım Isparta’daki evimde bulunmak arzu ediyoruz.

SAİD-İ NURSİ”(44)

Hazret-i Üstâd’ın gerek hükûmete, gerekse basına karşı bu beyanı artık en son beyanı ve neşredilen son bir mektubu olmuştu. Bu mektup üzerine Nur talebeleri ve meb’uslar Hükûmet nezdinde yaptıkları girişimleri neticesinde; Üstâd’ın Emirdağ ve Isparta arasında -eskide olduğu gibi- gidip gelmesine ve buralarda kalmasına gayr-ı resmî şekilde müsaadeleri hasıl oldu. Ankara’dan geldikten sonra, Hazret-i Üstâd dokuz gün kadar Emirdağ da istirahat için kalmış oldu.

Bu tarihten itibaren, artık hükûmet ve emniyet adamlarının daha çok sıkı mürakabe ve takibleri altında bulunmuştu. Üstâd kendisi de DP iktidarından artık yüz çevirmiş, duasını -belki de- kesmiş ve onlara karşı alâkayı kat’ etmiş durumda görünüyordu. Hükûmetle hatt-ı muvasala artık kopmuş gibi idi. DP’nin uçuruma doğru yuvarlanması da o tarihten başlamıştı. Hazret-i Üstâd’ın ifade buyurdukları

(43) Üstâd’ın “ Yirmi sene lsparta’da kaldım” ifadeleri ortalama bir hesaptır. Ve 1926-1935 arası Barla ve Isparta da kalışı dokuz buçuk sene,1953-1960 arası da yedi sene olduğu için, tamamı kesin hesapla onaltı sene etmektedir. A.B.

(44) Müntehap dosya sıra no: 126 ve Emirdağ-2, s: 211.

gibi; CHP’liler, ırkçı milliyetçileri elde etmeye başlamış ve her gün biraz daha ihtilalin eşiğine doğru adım adım yaklaşıyorlardı.

Nitekim 19 Mart 960 günü, bazı yüksek rütbeli subaylar ınönü’yü İstanbul’daki evinde ziyaret etti. Bu ziyaret ve görüşme bir ihtilâl manevrası ve hazırlığı idi.

Yükleniyor...