“Ben madem imanın hizmetinde ihlâs-ı etemme ile anarşiliği durdurmakla, asayişi muhafaza etmekle sabır ve tahammül gerektir. Ben de bunun için rahatımı haysiyetimi feda ediyorum. Onları da helâl ediyorum.”

Üstâd’ımızın bu defa İstanbul’a gitmesi münasebetiyle İstanbul müdde-i umumiliğince ifadesinin alınması için yanına gelen iki memura Üstâdımız dedi:

“Ben daha evvel bu mesele için mahkemede ifade vermiştim. Ve mahkeme tahkikat yapmış, neticede beraet vermiş. Başka diyeceğim yok.” diyerek Samsun mahkemesine giden ve İstanbul mahkemesinde okuduğu ifadatını tekrar söyledi. hem eskiden aldığı bir kaç rapor var ki, hastalığı dolayısıyla başını sarmağa mecburdur ve şiddetli nezleden ve hastalıklardan dolayı istirahata ve tebdil-i havaya ihtiyacı vardır. Daimi bir yerde kalması sıhhatine münafidir. Daha lüzum da olmadığı için bu raporları göstermeye tenezzül etmiyordu. Lüzum görmüyordu.

Hizmetinde bulunan Nur talebeleri

Tahiri, Zübeyr, Sungur, Hüsnü, Bayram”(31)

Üstâd’ın İstanbul’a olan bu normal seyahati sol basında ve CHP cenahında bir çok yorumlara ve iftiralara vesile ittihaz edildi. ınönü bu hususta bizzat beyanat verdi. Sol basın 1 Ocak 1960 günü “Nurcular çalışma alanlarını genişletti. Said-i Nursî İstanbul’a geldi.”(32) diye manşet attı. ısmet ınönü 4 Ocak 1960’da “DP Said-i Nursi’yi seçim kampanyası için görevlendirdi.”(33)şeklinde beyanat verdi.

Yükleniyor...