iken, bilâhare Vatan gazetesinde çalışan ılhamî Soysal’ın, Üstâd Bediüzzaman’la görüşme hikâyesini, onun itiraflı beyanından aldıktan sonra; aynı günlerde gazetelerde çıkan iftiralı yazılara cevab olarak neşredilen Nur talebelerinin yazısını da dercedeceğiz.

Gazeteci İlhami Soysal, Üstâd Bediüzzaman’la görüşme hadisesini şöyle anlatır:

“1957 seçimlerinden bir iki ay önce “Said-i Nursi, Menderes’in temin ettiği özel bir arabayla DP’nin seçim propagandasına çıkmış” şeklinde Ankara’ya haberler geliyordu. Ben o günlerde ısmet ınönü’nün damadı Metin Toker’in Akis dergisinde çalışıyordum. ısmet ınönü ve Avni Doğan idarehaneye sık sık geliyorlardı.

Ben Said-i Nursi’nin ziyaretine bizzat gidip görüşmek istiyordum. Mecmua da beni görevlendirdi. Hem de ben gençlik heyecanıyla bir gazetecilik yapmak istiyordum... Meseleye muttalî’ olan ınönü ve Avni Doğan gitmemi istemediler...(17) İnönü Said-i Nursi’yi Meşrutiyet yıllarında tanıyormuş. Avni Doğan dâ Kastamonu Valisi olduğu zaman onunla münasebetleri olmuş.

İnönü: “Gitme! Başın derde girer. Son derece zekidir. Son derece kurnazdır, başın belâya girer.” dedi. Avni Doğan da aynen ısmet Paşa gibi konuştu: “Çok te’sirli bir kişidir, çevresine çok etkindir, gitme!..” dedi.

Yanımda arkadaşım Tarık Dursun Kılınç olduğu halde, Isparta’ya geldim. Bir hafta kadar uğraştıktan sonra, bir vasıta ile Said-i Nursi ile görüşmeye muvaffak oldum. Ellerini öptük. kendimizi talebe diye tanıttık. İniversitelilerin Nur Risalelerini okuyup anlamalarından memnuniyetini belirtti. Bir buçuk saat kadar yanında kaldık.

Bu arada ağzından lâf kapmaya çalışıyorduk. Duvarda haritaya benziyen bir levha vardı,(18) eski yazı bilmediğim için anlıyamadım.

(16) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 102

(17) İlhami Soysal’ın, burada ınönü’nün kendisini Isparta’ya Bediüzzaman’la görüşmeye gitmesini istemediğ’ini yazmışsa da, bizce bu bir siyaset oyunudur. Zahiren öyle demiş, amma aslında onu tahrik eden ve gönderen onlardır. Hem ınönü’nün, hem Avni Doğan’ın ve Akis Dergisi sahibi ınönü’nün damadı Metin Toker’in istememelerine rağ’men gittim demesi pek inandırıcı değ’ildir. Bilâkis onların müşterek tertibiyle olduğ’u kesindir. A.B.

(18) Bu levha harita değil, Üstâd’ın “Mübarek şecere” dediğ’i Âlem-i İslâmda yetişen büyük evliyaların isim ve meslek şecerelerinden ibaret büyük levha gibi bir yazıdır. A.B.

“Masonluk ve komünistlik bu vatan için büyük tehlike teşkil etmektedir” dedi. Ayrıca “Halk Partisi de bu vatan için büyük bir tehlikedir” diye ilâve etti. “Biliyorsunuz Halk Partisi ekolu, lâisizmi başka türlü anlar, dinsizlik şeklinde anlar ve böyle de tatbik etmişlerdir” dedi.

 /  
2249
Yükleniyor...