Üçüncü İftirası: O iftira eden gazete, başka birisinin diliyle diyor ki: “Said ve müridleri gizli siyaset çeviriyorlar. Emniyeti bozmak tarzında nizamatı değiştirmeye çalışıyorlar”
Bunun yalan olduğuna, yirmi sekiz senede beş mahkeme beraet vermesiyle gösteriyor ki, siyasetle hiç bir alâkam yok.. ve hiç bir emare bulunmaması bunun ne kadar iftira olduğunu gösteriyor. Hatta otuz beş senedenberi siyasetten çekildiğimi bütün dostlarım biliyorlar. Bu hakikat mahkemeler tarafından da sabit olmuştur.
Dördüncü İftirası: “Said-i Nursi bazı kadınlara şeytandır demiş” Bu iftiranın aslı: Eskiden büyük şehirlerde açık saçık, çıplaklık derecesinde hususan yarım çıplak Hıristiyan kızları “şeytan kumandasında ahlâk-ı İslâmiyeye zarar veriyorlar.” demişim.
İşte böyle bir kaç tane açık gezenler hakkında bir sözü, başka surete çevirip, mutlak kadınlara teşmil ederek, tabiri çirkinleştirip, isti’mal etmesi, pek çirkin ve zahir bir iftiradır.
“Kadınlarla Muhavere” namındaki Risalemde kadınlara büyük bir hürmet ve ehemmiyet ve kıymet verdiğimi, hatta şefkat cihetinde, erkeklerden pek ileri olduklarından; Risale-i Nur’un mühim bir esası şefkat olduğundan, bu mübarek hemşirelerimi “Muhterem Hemşirelerim” namıyla yâdediyorum. Onların samimiyet ve ihlâslarını ziyade görüyorum.
Beşinci hakaretkârane iftirası: “Gerilemek ve irtica’...” yani İslâmiyet ahkâmına, ahlâkına dönmek mânâsıyla “Mel’un fikir” tabiri kullanması küre-i arzı titretecek kâfirane bir iftira olduğu gibi, yalnız Isparta’lılara ve Nur talebelerine değil, belki Âlem-i İslâm’a karşı bin ihanettir
Çok hasta ve çok ihtiyar
Said-i Nursi”(4)
ÜÇÜNCÜSÜ: Tarihini kesin tesbit edemediğimiz ve fakat 1959 tarihlerinde olduğu kuvvetle muhtemel, Cumhuriyet gazetesinin tahrif ve tağyir dolu yalan ve iftiralarına karşı Üstâd’ın cevabıdır:
Yükleniyor...