suretinde ara-sıra af bahsini etmesinden, biçare mahpuslar benden soruyorlardı: “Acaba af olacak mı?”
Ben de derdim: “Bu zalimler aldatıyorlar. Fakat Nur şâkirtleri madem mahpuslara tesellîvermek ve yüzde doksanına namaz kıldırmak hikmetiyle üç defa hapse girdiler. Rahmet-i ilâhiyeden kuvvetli ümid ederim ki: Hapislrin tam bir af ile çıkmasına bir alâmet olduğuna kuvvetle ümid ve müjde ediyordum. Çok defa, çok adamlara bu teselliyi veriyordum.”
Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki; kahraman Demokratlar o ümid ve ihbarlarımı tasdik ettirip, keyfî tarafgirane bazı kanunların bahanesiyle ve garazkâr bazı memurların tarafgirlik hesabına, bahanelerl ezilen çok mahpusları azaptan kurtarmaya vesile oldular ve milletin cür’etkâr kısmını kendine ve asayişe taraftar ettiler. O vesileyle pek çok mahpuslar Nurlara ve Nurculara birden alâkadarlık sebebiyle, tamamıyla ıslâh-ı hal edip vatan ve millete değil muzır, belki birer hizib ve uzv-u nâfi’ hükmüne geçtiler.
Said-i Nursi”(40)
7- ATLANTİK PAKTI VE TÜRKİYE
16/Eylül/1950’de, Türkiye’nin Atlantik Paktı’na girmesine dair yaptığı müracaatına, İngilizler karşı çıktı ve o defa müracaat kabul görmedi. Ertesi sene 23 Temmuz 1951 tarihinde Amerikan filosu İstanbul’a geldi. Bu hareket ile Amerikan Hükûmeti; Türkiye’yi İngiliz ve Fransızların karşı olmalarına rağmen NATO’ya almaya dair bir kararı gibi idi... Ve nitekim 17 Ekim 1951’de Türkiye’nin Atlantik Paktı’na, NATO’ya iltihakına dair protokol Londra’da imzalandı.
Bu tarihten önce, Üstâd’ın Emirdağ’daki bazı talebeleri, İngilizlerin Türkiye’nin müracaatına ihanetkârane karşı çıkmalarına üzüldüklerini görmüş ve 26/6/1951’de şu gelecek değerlendirmeyi yaparak hakikat-ı hali beyan etmiştir:
“
Demokratların içerisinde meb’us Gazi ve Gazi Yiğit gibi dindarlar ve Isparta’da Rüştü ve akrabası ve Emirdağ’ında Mehmet Çalışkan ve Hamza gibi Demokratların hatırı için yalnız bir saat dünyaya baktım.
Said-i Nursi
(40) Emirdağ- 2, s: 51.
Aziz kardeşlerim, bu yazıyı Üstâd’ımız yazdırdılar:
İngiliz’lerin bizi Atlantik Paktı’na almadıklarına müteessir olmuştuk. Bilâkis Üstâd’ımızın bize beyan ettiği bu hakikatlar karşısında, alınmadığımıza ruh-u canımızla memnun olduk.
Mehmet, Hamza, Nuri
Ben de derdim: “Bu zalimler aldatıyorlar. Fakat Nur şâkirtleri madem mahpuslara tesellîvermek ve yüzde doksanına namaz kıldırmak hikmetiyle üç defa hapse girdiler. Rahmet-i ilâhiyeden kuvvetli ümid ederim ki: Hapislrin tam bir af ile çıkmasına bir alâmet olduğuna kuvvetle ümid ve müjde ediyordum. Çok defa, çok adamlara bu teselliyi veriyordum.”
Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki; kahraman Demokratlar o ümid ve ihbarlarımı tasdik ettirip, keyfî tarafgirane bazı kanunların bahanesiyle ve garazkâr bazı memurların tarafgirlik hesabına, bahanelerl ezilen çok mahpusları azaptan kurtarmaya vesile oldular ve milletin cür’etkâr kısmını kendine ve asayişe taraftar ettiler. O vesileyle pek çok mahpuslar Nurlara ve Nurculara birden alâkadarlık sebebiyle, tamamıyla ıslâh-ı hal edip vatan ve millete değil muzır, belki birer hizib ve uzv-u nâfi’ hükmüne geçtiler.
Said-i Nursi”(40)
7- ATLANTİK PAKTI VE TÜRKİYE
16/Eylül/1950’de, Türkiye’nin Atlantik Paktı’na girmesine dair yaptığı müracaatına, İngilizler karşı çıktı ve o defa müracaat kabul görmedi. Ertesi sene 23 Temmuz 1951 tarihinde Amerikan filosu İstanbul’a geldi. Bu hareket ile Amerikan Hükûmeti; Türkiye’yi İngiliz ve Fransızların karşı olmalarına rağmen NATO’ya almaya dair bir kararı gibi idi... Ve nitekim 17 Ekim 1951’de Türkiye’nin Atlantik Paktı’na, NATO’ya iltihakına dair protokol Londra’da imzalandı.
Bu tarihten önce, Üstâd’ın Emirdağ’daki bazı talebeleri, İngilizlerin Türkiye’nin müracaatına ihanetkârane karşı çıkmalarına üzüldüklerini görmüş ve 26/6/1951’de şu gelecek değerlendirmeyi yaparak hakikat-ı hali beyan etmiştir:
“
Demokratların içerisinde meb’us Gazi ve Gazi Yiğit gibi dindarlar ve Isparta’da Rüştü ve akrabası ve Emirdağ’ında Mehmet Çalışkan ve Hamza gibi Demokratların hatırı için yalnız bir saat dünyaya baktım.
Said-i Nursi
(40) Emirdağ- 2, s: 51.
Aziz kardeşlerim, bu yazıyı Üstâd’ımız yazdırdılar:
İngiliz’lerin bizi Atlantik Paktı’na almadıklarına müteessir olmuştuk. Bilâkis Üstâd’ımızın bize beyan ettiği bu hakikatlar karşısında, alınmadığımıza ruh-u canımızla memnun olduk.
Mehmet, Hamza, Nuri
Yükleniyor...