.............
Sizler gibi fıtratları o hakikatın hamuru ile yoğrulmuş İslâmiyet kahramanlarına da arzediyoruz ki, şimdi elinize geniş selâhiyyet bahşeden resmi vazifenizle Nur risalelerinin müsadereden kurtulması hususundaki hizmetinizi rica ediyoruz.
Sevgili Üstâd’ımız dahi sizleri haberdar etmemizi bize emrettiler. Biz de size arzediyoruz. Hem hürmet ve selâm eder, muvaffakiyetinize dua ediyoruz.
Nur talebeleri namına
Mustafa Sungur”(22)
ÜÇÜNCÜ NÜMUNE: Aynı tarihlerde Hazret-i Üstâd’ın şahsen makamata gönderdiği bir istid’a da şöyledir:
“Reis-i Cumhura, Hey’et-i vekileye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı yüksek katına, Diyanet Riyasetine - Ankara
Hakikî hürriyet ve adalet için çalışan zatlara bir kaç nokta beyan ediyorum:
Birincisi: Hem Denizli Mahkemesi hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi bütün Risale-i Nur eczalarını tetkik edip ve ehl-i vukufun da iştirâkiyle beraetlerine ve sahiplerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip, Said’i arkadaşlarıyla beraet ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur Risalelerinin tamamıyla Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı mahkeme-i temyiz, Kaziye-i Muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitapları, hem gayet antika mu’cizatlı yazılı Kur’ânını, bütün bütün hilâf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı mahkeme-i temyiz bozduğu; ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatanperver bazı Demokrat liderleri kemal-i istihsan ile o Risaleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebebsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki; yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra, iki polis kapısında bıraktılar
Hem o gayet müttakî Nur şâkirtlerini kasden sebebsiz, sırf takvalarına ihanet için, mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulüm etmişler.
Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defada Isparta tamamen müsadere edip, tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş..
(22) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 70 ve Emirdağ-2, s: 160.
Sizler gibi fıtratları o hakikatın hamuru ile yoğrulmuş İslâmiyet kahramanlarına da arzediyoruz ki, şimdi elinize geniş selâhiyyet bahşeden resmi vazifenizle Nur risalelerinin müsadereden kurtulması hususundaki hizmetinizi rica ediyoruz.
Sevgili Üstâd’ımız dahi sizleri haberdar etmemizi bize emrettiler. Biz de size arzediyoruz. Hem hürmet ve selâm eder, muvaffakiyetinize dua ediyoruz.
Nur talebeleri namına
Mustafa Sungur”(22)
ÜÇÜNCÜ NÜMUNE: Aynı tarihlerde Hazret-i Üstâd’ın şahsen makamata gönderdiği bir istid’a da şöyledir:
“Reis-i Cumhura, Hey’et-i vekileye, Başbakanlığa, Adliye Bakanlığı yüksek katına, Diyanet Riyasetine - Ankara
Hakikî hürriyet ve adalet için çalışan zatlara bir kaç nokta beyan ediyorum:
Birincisi: Hem Denizli Mahkemesi hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi bütün Risale-i Nur eczalarını tetkik edip ve ehl-i vukufun da iştirâkiyle beraetlerine ve sahiplerine iade etmesine bir mahzur olmadığına karar verip, Said’i arkadaşlarıyla beraet ve tahliye ederek, iki sene ellerde ve mahkemelerde kalan Nur Risalelerinin tamamıyla Said’e ve arkadaşlarına iade edildiği ve aynı kararı mahkeme-i temyiz, Kaziye-i Muhkeme haline getirip tasdik ettiği halde; şimdi Afyon’un, Said’in şahsına karşı iki garazkârın aynı kitapları, hem gayet antika mu’cizatlı yazılı Kur’ânını, bütün bütün hilâf-ı kanun olarak müsadere edip Said ve arkadaşlarına verdiği asılsız hükmünü yine aynı mahkeme-i temyiz bozduğu; ve şimdi vatan ve milleti eski partinin garazkârane istibdadından kurtaran hamiyetkâr, vatanperver bazı Demokrat liderleri kemal-i istihsan ile o Risaleleri kabul edip sahip oldukları halde, üç senedir hiç sebebsiz binler lira bizim gibi fukaraya zarar vermek, acib bir zulüm içinde şahsî bir garazkârlık vardır ki; yirmi ay tecrid-i mutlakta hizmetçisiyle temas ettirmediler. Tahliyeden sonra, iki polis kapısında bıraktılar
Hem o gayet müttakî Nur şâkirtlerini kasden sebebsiz, sırf takvalarına ihanet için, mağrib namazının vaktinde muhakeme edip namazlarını kazaya bırakarak acib bir zulüm etmişler.
Hem bütün bu Risale-i Nur eserlerini bir defada Isparta tamamen müsadere edip, tetkikten sonra tekrar aynen iade etmiş..
(22) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 70 ve Emirdağ-2, s: 160.
Yükleniyor...