Kitaplar hakkında müsaderenin mahiyeti: Risale-i Nur’un yüz otuzüç kitabından bir tek kitabının bir iki sahifesi, bir kumandana elli sene evvel bir hadis ile vurduğum tokadı medar-ı bahsetmiş.. Ve bunun dolayısıyla yüz otuz kitabı müsadere etmek, bir adamın hatasıyla yüz otuz adamı cezalandırmak gibi acib gaddarane zulüm olması ve şimdi kütübhanelerde ve kitapçılarda ve ellerde gezen ve hususan vatan ve din aleyhinde dinsizlerin, mülhidlerin, zındıkların, komünistlerin kitapları, hatta baştan aşağıya kadar İslâmiyet aleyhindeki Doktor Duzi’nin kitabı bazı ellerde gezmesi gösteriyor ki; Risale-i Nura karşı müsadere, yerden göğe kadar haksız bir zulümdür, bir gadırdır. Çünki Risale-i Nur ekser Âlem-i İslâmın mühim merkezlerinde ve bu yirmi sekiz senede bu vatanda ulemanın elinde gezdiği halde, hiç bir âlim, hiç bir feylosof itiraz etmemiş. Mahkemeler ve siyasiyyunlar yalnız bir tesettüre, diğeri de “Ahirzamanda bir kumandan başına şapka koyacak ve cebren giydirecek” gibi iki meseleye ilişmişler Sonra da bu mes’eleler için dört beş mahkeme o mes’eleler de dahil olduğu ve beraet verildiği halde, o bir iki sahife için yirmi bin sahifeyi mes’ul ve mahkum etmek hükmünde Risale-i Nur’u müsadere etmek aynı bu misale benziyor.

Bir adamın bir adama haksız değil, belki haklı taarruzu yüzünden ki başkaları da onu medar-ı mes’uliyet görmediği ve beş mahkemede cinayet saymadığı halde- o mevhum suç ile yirmi bin adamı suçlu yapmak gibi, yirmibin Nur sahifalarını bir iki sahifa yüzünden müsadere ve dört buçuk sene Afyon’ da hapsetmek o taarruzun yüz mislinden daha ziyade bir hatadır,bir cinayettir ve bu vatana bir su-i kastır.

Bana sıkıntı verilen meselenin birisi de şudur: “Başa şapka koymamaktır...” Bunda hiçbir kanun olmadığı gibi, hiçbir menfeat ve maslâhat dahi yoktur. Çünki Askerler ve dairelerde vazifeli memurlar ve kadınlar ve başı açık gezenler giymemekte mes’ul olmadığından ve bere giymek yasak olmamasından gösteriyorki, şapkayı başa koymakta hiçbir kanun yoktur ve hiçbir maslâhat da yoktur. Başı açık kalmak, benim gibi çok ihtiyar ve başı çok nezleli ve doktorların da çare bulamadıkları bir nezle hastalığı için başıma gecelik takiyesinin üzerine sıcaklık için mendil bağlamaya mecburum. Bu hal ile beraber, vazifedar memur olmadığımdan bana resmî elbise teklif edilmez. Demek gayet acib mânâsız ve manevi bir su-i kasıd fikriyle benim tarz-ı libasım, mevhum asılsız bir kanuna aykırı namı verilmişki, bana bir buçuk sene sıkıntı çektirdiler. Bu kısacık davamın izahı benim sabık mahkemelerdeki müdafaatıma, hususan mahkeme-i kübraya şekva kısmına havale ediyorum.

SAİD-İ NURSİ

Yükleniyor...